Eylül 2016

Yeni Bir Okul

Hikmet Savatlı - 20 Eylül 2016

Yeni Bir Okul Üç yaşındaki oğlum geçtiğimiz ay okula başladı. Aslında o mu başladı, yoksa annesi ile biz mi başladık henüz bilemiyorum zira heyecanımız o düzeyde. Yaş gurubu itibarı ile çocuklarını okullara gönderen anne/baba olmak demek televizyonda esas oğlan diye izlediğin ve kendinle özdeşleştirdiğin ana karakterin yan rollere kayıp en sonunda aile babası rollerini aldığını görmek gibi bir şeydir. Kafanda oluşan bulanık görüntüyü bir örnek …

Continue reading

Giden birinin ardından ne söylenebilir?

Hikmet Savatlı - 20 Eylül 2016

  Arkasını dönüp kapıyı, evi yıkarcasına çarparak çıkandan değil, bu dünyadan sessizce başka bir yerlere giden biri için ne söylenir? Belki yazarsam okursun satır aralarında, bir fotoğrafı yırtarcasına, gözle görülen iki, kalpte trilyonlara bölünen insanları…   Onlardan bahsederken “di/dı” takısını bir müddet kullanamıyor insan. Beyninin kabullenemediğini ruh sindiremiyor ki! İsyan etsen ne fayda, ağlasan ne fayda… Hayat bu kendi seyrinde akmaya, yanında sen dahil birini …

Continue reading

Çok geç

Hikmet Savatlı - 13 Eylül 2016

  Sen gözyaşlarına rakı koydun mu hiç? Ben koydum… Nasıl tuzlu geldi biliyor musun? Açık yaraya basar gibi… İnsan boğuluyor rakı şişesinde, Solungacına solungacına basmıştır oysa. Bir yandan hıçkırık Bir yandan su, Bir yandan tuz… Elbet sırt üstü döneceğim, Tuzlarım dökülecek, Kamburum, Boğazımdaki düğümler gibi çözülecek. Anlarsın beni belki, Aranızda insan olanınız varsa… Ama nerde? O bile bodrumda karaya vurdu! Bazen dönülmez bir akşamın ufkundasındır, …

Continue reading