Stop Erdoğan

Hikmet Savatlı - 11 Mart 2021

Covid Güncellemesi

Hikmet Savatlı - 11 Mart 2021

Zampara Vali

Hikmet Savatlı - 11 Mart 2021

Amerikadan…

Son bir yıl içerisinde neredeyse aynada kendine bakmak gibi bir durumda her televizyona baktığımda New York Valisi Andrew Cuomo’yu görüyordum. Özellikle salgın döneminde her sabah ve akşam olmak üzere açıklama yapan vali, gerek Amerikan basını gerekse ülke siyasileri tarafından çok yakından takip edildi.

Pandeminin ilk günlerinde New York’un en etkilenen yerlerden biri olduğunu düşünürseniz herkesin nasıl onu takip ettiğini anlayabilirsiniz! TV’de Trump hükümetine yönelik canlı yayında elini masaya vura vura “nerede maskeler, nerede ventilasyonlar nerede söz verdiğiniz yardımlar!” diye bağırdığı an gözümün önünden gitmiyor.

Bill Clinton döneminde kabinede yer alan ve aileden siyasetçi olan Cuomo’ya “Başkanlığa adaylığını koy!” gibi baskılar geliyordu ama kendisi aşırı mütevazi bir tavırla ben sadece görevimi yapıyorum abartmaya gerek yok diyor, parmakla gösteriliyordu. Ne gariptir ki son zamanların yükselen yıldızı Vali Cuomo’nun başı bu günlerde karıştığı taciz davası ile belada.

Her şey Eyalet Başsavcısının bir raporu ve mahkeme emri, Cuomo yönetiminin New York’taki huzurevi sakinlerinin resmi ölüm sayısının hatalı olduğunu, hayatını kaybeden insanların rakamının açıklanan rakamın neredeyse iki katı olduğunu tespit etmesi ile başladı.

Bu açık aralandığında Trump yönetiminin yüksek rakamları onun yönetimsel hataları ile ayağını kaydırmaya çalışabileceğini sonucuna varıldı. Akabinde olan olaylar valinin aşağı doğru gidişini hızlandırır şekildeydi…

Cinsel Taciz Suçlamaları

Yaşanan olayların dumanı daha kesilmeden Vali Cuomo’nun iki eski yardımcısı dahil olmak üzere üç kadın tarafından iddia edilen cinsel taciz suçlamaları manşetlerdeki yerini aldı. Vali Cuomo’nun hedef tahtasına gelmesine sebep kadınların, kendisinin cinsel içerikli ucuz ve uygun olmayan davranışlarından ve insanları rahatsız edecek kadar zalim biri olduğunu söylüyorlardı. Cuomo yönetiminde çalışan Lindsey Boylan, cinsel taciz ve zorbalığa maruz kaldığını ileri sürüyordu.

Eski yönetici asistanı ve sağlık politikası danışmanı Charlotte Bennet ise The New York Times’a verdiği röportajda valinin ona yaşlı erkeklerle seks yapıp yapmadığı sorusu dahil olmak üzere bir sürü abes soru sorduğunu anlattı.

Vali Cuomo bu iddiaları reddederek ekranları başındakilere bir siyasiden çok son derece ateşli bir kadın hakları sözcüsü gibi konuşmalar yapıyor ve “Bir kadının öne çıkma hakkın tamamen destekliyorum ve bunun her şekilde teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye devam ediyordu.

Art arda gelen iddialar üzerine yazılı bir açıklama yapan vali: geç saatlere kadar çalıştığını ofiste uzun süreler geçirdiğinden ve şakacı bir kişiliği olduğundan dolayı çalışma arkadaşları yaptığı şakalaşmaların yanlış olduğunu anlatıyordu. “insanların bu durumdan rahatsız olduğunu şimdi anlıyorum ve bunun için özür dilerim” gibi bir açıklama yapmayı da ihmal etmedi. Bu açıklamaları basında konuşan Vali Cuomo’nun “egosu” olarak yorumlandı. Amerikan basının Trump kanadı kelle avcısı gibi valinin istifasını isterken demokratlar durumda kontrol sahibi olmaya çalışıyor. Bu arada vali istifa etmeye niyetli değil.

Özür dilemesine rağmen seçilmiş bir kişi olduğunu, görev sorumluluklarını yerine getirmenin önemini anlattı. Salgınla mücadele, aşılama, şehrin yeniden inşası ve mali tablolar hakkında çalışmalarına devam edeceğini söyleyerek manşetlerle ilgilenmediğini ve işini yapacağını basına gösterdi.

Valinin büyük ihtimalle istifa etmeden önümüzdeki 2022 seçimlerinde yeniden aday olarak kazanması bekleniyor. Zira Vali Cuomo hala New Yorkluların sevgilisi konumunda.

Hakan Atilla’nın İstifası

Financial Times BİST (Borsa İstanbul) Genel Müdürü Hakan Atilla’nın istifasına yer vererek istifanın dava öncesi olması dikkat çekici ifadesini kullandı.

Ayla Jean Yackley’in haberine göre “ Borsa İstanbul’un genel müdürü, halk bankasının İran’ın yaptırımları delmesine yardımcı olduğu iddiaları nedeni ile ABD’de yargılanması öncesinde istifa etti” cümlesi ile başladığı haberinde, davanın ABD Türkiye ilişkilerini daha fazla gereceğinden bahsediyor.

Konu ile ilişkili İngiltere’de bulunan Teneo Intelligence başkanı Wolfgang Piccolo, Halk Bankasının suçlu bulunması ve ağır para cezasına çarptırılması halinde zaten can çekişmekte olan Türk finans sisteminde şok etkisi yapabileceğini söyledi.

Bu noktada Zarrab Davasında mahkeme salonunda olan biri olarak söylemeliyim ki; Zarrab ve anlattıkları göz önünde bulundurarak kişilerin değil kurumların yara alacağı ve bu noktada Halk bankası ve dolaylı olarak Türk Hükümetinin cezayı ödeyeceğini söyleyebilirim. Bu yorumum Piccoli’nin yorumunu destekler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası bazda yatırımcı teşviki için yeni bir ekonomik program açıklaması kapıda gibi görünüyor. Sizin de hatırlayacağınız gibi her ay yeni daha yeni en yeni ekonomi paketi gibi isimlerle programlar açıklanıyor ama bir türlü beklenen sonuçlar alınamıyordu

Muhtemelen sonuç alınmadığı için sürekli bir değişim içerisinde açıklamalar silsilesine maruz kaldık. Umarım ülkemiz için en hayırlısı olur. Haftaya dünyanın merkezindeki güncel haberler ile karşınızda olabilmek dileği ile hoşça kalın…

Hikmet SAVATLI