
Uzun zamandır beklenen telefon görüşmesi nihayet gerçekleşti. ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü.
Biden müttefiki birçok ülke ile çoktan görüştüğü halde göreve geldiği 65 gün boyunca Erdoğan ile temas kurmayıp mesafeli davranmayı seçmişti. Hatta diplomatik olarak mesafeli olduğu Rusya, Çin, Suudi Arabistan gibi ülkelerin liderleri ile bile çoktan telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
Geçtiğimiz haftalarda, Foreign Policy isimli Washington D.C. merkezli haber sitesinde yayınlanan bir makalede iki liderin halen gerçekleşmeyen telefon görüşmesi ele alınmış, esen soğuk rüzgarlara vurgu yapılmıştı. Makalede mesafenin temel nedeni olarak S-400 meselesi ve Suriye hakkındaki görüş ayrılıkları gösterilmişti. Joe Biden’ın Erdoğan’a yönelik sessiz tavrının bilinçli bir diplomasinin eseri olduğundan bahsedilmişti.
Aynı makalede, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi Abigail Spanberger’ın, Türkiye’ye eskisi kadar güven duymadıklarına dair açıklamalarına da yer verilmişti.
Geçtiğimiz günlerde Beyaz Saray’da gerçekleştirilen bir basın toplantısında da Türkiye ve ABD liderlerinin henüz görüşmemiş olmalarına değinilmiş, Beyaz Saray Sözcüsü tarafından “Bir noktada Biden, Erdoğan ile görüşecektir.” şeklinde ucu açık bir cevap verilmişti.
Beyaz Saray’dan Türkiye hakkında yapılan son açıklama, Erdoğan’ın bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen ismi ile İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etmesi sonrası gerçekleşmişti. ABD’nin konu ile ilgili resmi yazılı açıklamasında, “Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ani ve nedensiz yere ayrılması derin hayal kırıklığıdır.” denilmişti. Türkiye tarafından atılan adımın kadınlara yönelik şiddetin küresel ölçekte son bulmasına yönelik uluslararası hareket için cesaret kırıcı bir geri adım olduğu belirtilmişti. Joe Biden, dünyanın her neresinde gerçekleşirse gerçekleşsin, cinsiyet temelli şiddete herkesin karşı durması gerektiğini ifade edip, bu tip durumların herkesi yaraladığını ve kadınların şiddete uğramadıkları toplumlar yaratmak için daha fazlasının yapılması gerektiğini anlatmıştı.
Aynı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olan Türkiye’de ev içi şiddet vakalarında ve kadın cinayetlerinde artıştan duyulan kaygı dile getirilerek, ülkelerin kadına karşı şiddete son vermek hedefiyle çalışmaya devam etmeleri gerekirken; kadınları korumayı ve şiddete başvuranlara hesap sormayı hedefleyen uluslararası sözleşmelerden çekilmelerinin yanlış olduğu vurgulandı.
Joe Biden’ın İstanbul Sözleşmesi konusunda yaptığı bu açıklama, Biden’ın ABD Başkanı olarak göreve başladığından beri Türkiye hakkında verdiği ilk mesajdı. İlk mesajın eleştirel bir mesaj olması da ikili ilişkilerin pek de yumuşak ilerlemeyeceğine dair kanıt niteliğinde gibi görünüyor.
Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump ile Erdoğan’ın sıcak ilişkiler içinde oldukları iddia ediliyordu. Diplomatik bir skandal olarak tarihe geçen Trump tarafından Edoğan’a yazılan düzeysiz bir üslupla kaleme alınan mektup olayının ardından dahi Erdoğan’ın Trump’a karşı tutumu şaşırtıcı şekilde olumlu yönde devam etmişti.
Erdoğan ile Biden, Ağustos 2016’da Biden Obama Döneminin başkan yardımcısı iken son olarak yüz yüze görüşmüşlerdi. O sıralarda, Türkiye, Suriye’ye henüz tank göndermişti. 15 Temmuz Fetö Terör
örgütünün Darbe girişiminden kısa süre sonra gerçekleşen görüşmede Biden, ayrıca TBMM’ye ziyaret gerçekleştirmiş, 15 Temmuz’da oluşan bomba hasarlarını bizzat görmüştü.
Joe Biden’ın ilk resmi basın toplantısı
Beyaz Saray’da düzenlenen ilk basın toplantısında Joe Biden, ABD Başkanı olarak göreve geldiği 100. günde, 200 milyon Covid-19 aşılaması yapmayı hedeflendiklerini söyledi. Göreve ilk geldiğine 100 milyon aşı hedefi ile yola çıktıklarını ve bu hedeflerine planlanandan 42 gün önce ulaştıklarını, bu başarılı gelişme nedeni ile hedefi iki katına çıkardıklarını dile getirdi. Biden, aşılama konusunda dünyada hiçbir ülkenin ABD’ye yaklaşamadığını söyledi.
Biden, Cumhuriyetçi Parti’ye özellikle, bireysel silahlanma, iklim değişikliği ve göçmen reformu gibi konularda birlikte çalışma çağrısını yineledi, ayrışmak değil sorun çözmeye odaklanılması gerektiğini ifade etti.
Basının dikkat çektiği en önemli konu Meksika sınırındaki göç hakkındaydı. Aileleri yanlarında olmadan ABD sınırına geçmeye çalışan çocukların sayısındaki artış ile ilgili sorular yöneltildi. Biden, göçmenlik ile ilgili sorunların kaynağının Trump yönetiminin politikaları olduğunu söyledi.
2024 ABD Başkanlık seçimleri için tekrar aday olup olmayacağı konusundaki soruya, yeniden aday olmayı planladığını ve başkan yardımcısı olarak Kamala Harris ile devam etmeyi düşündüğünü söyledi.
Çin ile ilişkiler konusunda, geçtiğimiz günlerde Çin’e net şekilde kendileriyle karşı karşıya gelmeyi istemediklerini ilettiklerini belirtti. Özellikle rekabet ve ticaret konusunda Çin’in uluslararası kurallara uygun hareket etmesi konusunda zorlayıcı olacaklarını vurguladı. Çin Devlet Başkanı Xi Jipping’i eskiden, başkan yardımcılığı döneminden tanıdığını, demokrasinin zerresinin bile kendinde olmadığını; ancak zeki biri olduğunu ifade etti.
Kendi başkanlığı döneminde Çin’in asla dünyanın lider ülkesi konumuna gelemeyeceğini söyledi. Şincan Uygur Özerk bölgesinde ve Hong Kong’da yaşananlara dikkat çekmeye sonuna kadar devam edeceklerini belirtti.
Kuzey Kore hakkında da konuşan Biden, Kuzey Kore’nin en önemli dış politika önceliklerinden olduğunu, yapılan balistik füze denemelerinin 1718 sayılı Birleşmiş Milletler kararını ihlal ettiğini, diplomasi yoluyla ilerlemek istediklerini ancak gerilim artarsa ABD’nin karşılık vereceğini söyledi.
Diğer bir konu Afganistan Savaşı hakkındaydı. Biden, seneye bu zamanlar ABD askerlerinin Afganistan’da olacağını düşünmediğini, ayrılmanın planlı, güvenli ve düzenli şekilde gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini anlattı.
Küresel hakimiyet için demokrasi ile otokrasinin mücadele ettiğini, dünya için gerçek tehlikenin bu olduğunu ve demokrasinin işe yaradığını kanıtlamaları gerektiğini vurguladı.
Basın toplantısında Türkiye ile ilişkiler gündeme gelmedi.