Yine geldi o gün…
Parçalı bulutlu bir ocağın 16. günüydü, senesi mühim değil! Son konuşmamızı sabahın sekizinde yaptık ve sen ilk kez bana “acele etme” diyordun. Her zaman ki sıradan koşuşturmalarımıza anlamsız telaş ekleyerek peşinden koştuğumuz sen! Allahallah, gidicisin galiba hayırdır ? dediğimde kahve içiyorum, birazdan biter görüşmelerimiz var hadi sallama dediğinde ben zaten evden çıkıyordum. Beş dakika geçmemişti ki telefon geldi… Ambulans gelmiş, ben gelememiştim. Hastanenin yoğun …
Continue reading