Eylül
Değişen bir ay, Bir mevsim… Ağaçtan iki, Takvimden bir yaprak… Bir kağıt bir kalem, Bir ay, bir mevsim, birkaç yaprak… Solmuş, kurumuş, Düşmüş, uçmuş, gitmiş… Son, Ama bahar…
Continue readingDeğişen bir ay, Bir mevsim… Ağaçtan iki, Takvimden bir yaprak… Bir kağıt bir kalem, Bir ay, bir mevsim, birkaç yaprak… Solmuş, kurumuş, Düşmüş, uçmuş, gitmiş… Son, Ama bahar…
Continue readingBir yanı gündüz, Bir yanı gece, Hayatın tam ortasında, Göz bile kırpmadan Yaşamak gerek… Tavşan gibi sekerek, Köpek gibi gezerek, değil… Ağaç gibi, Su gibi, Dünyanın ta kendisi gibi. Yaşlanmak gerek… Hikmet Savatlı
Continue readingTutabilmek seni, avuçlarımın arasında 2 elimle! Parmaklarım arasından kaçırmadan… 1 tek damla dahi senden, Kanakana içmeye değer… Hikmet SAVATLI
Continue readingHadi şanslısın dediler, Beni dış kapıya mandal ettiler… Oysa dışarısı soğuk, Islak… Hele o zifiri karanlık yok mu ? Sevgiden yoksun, Tahta kurularının yediği kapıya sırtım dönük, Her an biri boğazımı sıkacak gibi… Bembeyaz bir çarşaf olsam dahi; Boğazıma geçirerek mandalları, Darağacı gibi kullandıkları ipe, Asarlardı beni, kesin… Hadi yine iyisin dediler, Üstelik birde sırtımı sıvazladılar! Gelen geçen tuttu yakamı, Hoyratça bastı üstüme, Nefretle …
Continue readingAklımda bir dörtlük vardı Düşünürken gözlerim dolmuştu, İlk önce o dörtlük, Sonrada akıl… Gözlerde donmuş bir fikir, Kafada kalmış ayak izleri, Ah hep o tilkiler! Ellerim de buz gibi… Tam takır olduk iyi mi? Hikmet Savatlı
Continue readingSen gözyaşlarına rakı koydun mu hiç? Ben koydum… Nasıl tuzlu geldi biliyor musun? Açık yaraya basar gibi… İnsan boğuluyor rakı şişesinde, Solungacına solungacına basmıştır oysa. Bir yandan hıçkırık Bir yandan su, Bir yandan tuz… Elbet sırt üstü döneceğim, Tuzlarım dökülecek, Kamburum, Boğazımdaki düğümler gibi çözülecek. Anlarsın beni belki, Aranızda insan olanınız varsa… Ama nerde? O bile bodrumda karaya vurdu! Bazen dönülmez bir akşamın ufkundasındır, …
Continue readingBir nefes ile başlar Bir nefes ile biter Almaya başlarsın Alacak yer kalmadı mı? Herşey yeni başlar Sonrası mi? Yemek Oyun Belki kahkaha Bir nefes ile başlar Bir nefes ile biter Vermeye başlarsın İçinde kalmadı mı ? Bitti geçti gitti Sonrası mi? Helva Gözyaşı Belki kahkaha — Keşke hep “Güle Güle” git deseler, “hoşça” değil kalan da kahkahalar ile kalsa… Hikmet Savatlı | The Wisdom
Continue readingTut ki ellerime dikenler batmış, Korkma, Ben senin ellerini kalbimle tutuyorum… Tut ki gözlerime perdeler inmiş, Korkma, Ben seni gözlerim olmadan da görüyorum… Tut ki kalbim durdu, Aklımdasın, Tut ki aklım gitti, Ruhumdasın, Tut ki öldüm! Yine de korkma; Sen hep beni tut… Güneş olsam da tut, Denizde tuz olsam da tut, Çiçekte polen olsam da tut… Hikmet SAVATLI | The Wisdom
Continue readingBir kutuda dualarla uyansam, Etrafımda tüm sevenlerim, Tutsa buruş kırış ellerimden, Evlatlarım, torunlarım… Birileri elime bir baston verse, Yavaş ama kararlı adımlarla bir hayrata gitsem. Gelse yaşlı bedenimin ardından, Evlatlarım, torunlarım, arkadaşlarım… Yüzümü yıkasam, Sonra bir duş alsam camide… Hep beraber eve gitsek. Oturup hep beraber üzülsek… Gözlerim seni arasa? Zaman geçse… Yine birlikte üzüldüğümüz bir gün, Gözlerimizin yaşı ile, Bir caminin avlusundaki kutudan, …
Continue readingTanrı, deyip sarılıyorsun ya bazı bazı, Kimine göre besmele; Kimine göre küfür… Her halikarda indirip kaldırıyorsun, Dalgalanıyorsun deniz gibi, Bulanıyorsun mide gibi, Kırıklar ile dolu kalbin; Cam kırıkları pompalıyor en kılcal yerlerine! Toz toprak uçuşuyor aklının yellerinde. Tanrı deyip sarılıyorsun ya bazı bazı, Kimine göre yalnızlık, Kimine göre özlem… Her halikarda isteyip avunuyorsun, Gürlüyorsun bulut gibi, Çakıyorsun şimşek gibi, Can kırıkları bırakıyor bedenin geçtiği …
Continue reading