Bill Clinton’dan sonra izlediğim beşinci yemin töreni. Bu sefer istedim ki Washington’a gidip bu töreni izleyeyim ve tarihe tanıklık edeyim. Bu vesileyle internette birkaç araştırmadan sonra gerekli yerlere yazışmaları yaptım ama ben sertifikalı bir gazeteci ya da sosyal medya fenomeni olmadığım için icabetimi kibarca reddeden bir mektup aldım. Kimse alınmasın sebep corona virüs.

Türk konsolosluğunda işlerim vardı, yemin töreninin başını biraz kaçırdım. Burada yaşaya yaşaya Türk sisteminin akışa kürek çekmek demek olduğunu unutuyor insan! Arkamdan konsolosluğa giren bir vatandaş yapmak istediği işlemi anlattı ve aldığı cevap “yapamazsın!” oldu. “Yassah hemşerim!” dese ben orada kahkahayı patlatırdım. Eve dönerken arabaya atladım ve fark ettim ki sokaklar bomboş! Tamam, korona virüs sebebi ile zaten olağan boşluğa alışmıştık ama bu sanki pandeminin ilk günleri gibiydi.

Buradaki her yemin töreni devletin en tepesinden bireysele kadar gidip, bireyselden o konuma kadar nasıl elit, nasıl kibar… Sanki evine gelen bir misafiri karşılıyorlar ve ona en kıymetli eşyalarını emanet ediyorlar; biraz buruk ama son derece mutlular. Ben bu duyguları Obama çifti ile yaşadım. Michelle ve Barack el ele sarmaş dolaş güler yüzle teslim ettiler Beyaz Saray’ı. Seçilmiş Başkan Trump, arabadan indi, karısını beklemeden Başkan Obama’nın elini sıktı ardından karısının getirdiği hediyeyi elinden sökerek onlara verdi!

Vücut dili ve tarzı ile o günden sonra dört yıl boyunca ABD’yi gere gere, böle böle bir hal eden başkan Trump’ın gidişi benim de yaşadığım New York’ta mutlulukla kutlandı. ABD başkanlık tarihinde 158 yıldan beri ilk defa bir başkan diğerini karşılamadı ve yemin törenine katılmadı. Eski Başkan’ı yardımcısı Pence temsil etti. 

ABD devlet geleneği olarak her başkan ardından gelene bir mektup yazar. Kulislerde “biliyorsun Joe, ben kazandım!” diyen mektubun asılsız olduğu konuşulsa da Başkan Trump için “yapar mı yapar!” diyesi geliyor insanın. Yaptığı veda konuşmasında Biden’den bahsetmeyen eski başkan için de “önceki yönetimler” ifadesi kullanıldı. Biden kırılan kalpleri onarmaya, Amerika’yı tekrardan birleştireceğine dair demeçlerle ulusa seslendi.

Başkentte olan olaylardan dolayı 25 bin Ulusal Muhafız başkentte kuş uçurtmuyor. Denetimler o kadar sıkı ki evsizlerin çıkardığı bir yangına çelik kuvvet müdahale etti. Başkentte oturan arkadaşlarımın durumdan bir hayli şikâyetçi olduğunu biliyorum. Sürekli denetimler, kimlik kontrolleri… Hatta bir arkadaşım OHAL bölgesi benzetmesi bile yaptı.

Yeni yönetimden notlar

Joe Biden, rahmetli Başkan Kennedy’den sonra başkan olan ilk Katolik. Kamala Harris Birleşik Devletler tarihinin ilk kadın başkan yardımcısı. Trump gibi yemin törenine gelmeyen Başkan Andrew Johnson. Tarih boyunca ilk defa bu denli düşük katılım ve olağan üstü koruma olan bir yemin töreni yaşandı. Bu arada ordu içerisinden bölünmelere, tahriklere karşı 25 bin askerin GBT’si yapıldı ve Trump yanlısı olanlar kışlaya götürüldü. Başkentte tüm işyerleri kapatıldı. Kongre önüne 200 bin ABD bayrağı dikildi. Korona virüs sebebi ile Beyaz Sarayın dezenfekte işlemleri 500 bin dolar tuttu.

Yemin töreninden sonra yeni Başkan ve ekibi yürüyerek çalışma yerlerine girerek mesaiye başladılar. Bizde olsa balkon konuşmasından sonra herkes evine gidip yatardı. Devlet geleneği, belli başlı bir kültür gerektirir ve bu birikim bireysellikten başlar. Başkan Biden ve Başkan Yardımcısı Harris, US Capitol’de yapılan törende kendisine “sayın başkan” diye hitap eden kişiye “lütfen bana Joe de” dedi. Biden bu tavrını münazaralarda kendisine soru soranlara da uyguluyordu. Sıfatları ardımda bırakıyorum ben size hizmet için varım diyordu resmen göreve başladığı günde de bunu kullandı.

Sosyal medyadan notlar,

Takip etmek isterseniz instagramda @hikmet_savatli olarak gastronomi yazıyorum. Hikayelerde yemin törenini kısa kısa geçtim. İlginç bir şekilde “Pedofili başkanın senin olsun” “yaşlı bunak” gibi hem bana, hem de seçilen başkana hakaretler aldım! Bunu anlayabilmiş değilim zira 6 Ocak olaylarını aynı şekilde bilgi seli yaptığımda da “size müstahak” “geberin” “beter olun” gibi hakaretler aldım. Açıkçası Türk toplumunun bu tavrını hiç anlayabilmiş değilim. Sanmıyorum bir Amerikalı seçimlerden sonra bana yapılan yorumları sizlerden birine yapsın…

Haftaya dünyanın merkezindeki güncel haberler ile karşınızda olabilmek dileği ile hoşça kalın…