Şimdi Okullu Olduk

Hikmet Savatlı - 1 Ekim 2020

Amerikan Kabadayısı

Hikmet Savatlı - 1 Ekim 2020

Washington’da Yangın

Hikmet Savatlı - 1 Ekim 2020
amerikan kabadayısı
washingtonda yangın

Amerikadan…

Washington’da yangın!

Birleşik Devletlerdeki korona dışı gündem seçimlere doğru ilerlerken ve seçimlere yaklaşık 40 gün kadar kalmışken, başkent şok edici bir ölümle sarsıldı! “Supreme Court” (Yüksek Mahkeme) yargıcı Ruth Bader Ginsburg geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti. Peki bu ölümün ardından başkenti siyasi yönden yangın yerine çevirecek olay neydi?

Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle Yargıç Ginsburg’un kim olduğunu bilmek gerekir. 1993’de Başkan Clinton tarafından ABD Yüksek Mahkemesine ikinci kadın ve ilk Yahudi üyesi olarak atandı. Görev süresi boyunca duruşu, açıklamaları ve çıkışları ile ABD siyasetinde sembol bir isim oldu. Anayasa Mahkemesi 9 üyeden oluşuyor. Atamalar direk başkanın adayları önermesi ve senatonun onaylaması ile oluyor. ABD’de Yüksek Mahkeme Yargıçlarının görev süreleri ömür boyudur.

Başkan Trump ölse yangın böylesine alevli olabilirdi…

ABD’deki Yüksek mahkeme, Okullardaki siyah-beyaz öğrencilerin birlikte eğitim görmesinden LGBT haklarına kadar olan geniş bir yelpazedeki kararlar için son sözü söyleyen kurumdur. Bu yüzden mahkemedeki sağ – sol dengeler çok önemlidir.

Yargıç Ginsburg ile beraber 4 üye Demokratlar’a Baş Yargıç Roberts ile beraber 5 üye de Cumhuriyetçiler’e yakın isimlerin oluşturduğu Yüksek Mahkemede dengeler iyice değişecek. Baş Yargıcın Bush tarafından atandığını ve Başkan Trump’ın geçtiğimiz senelerde kendisine yakın iki ismi büyük tartışmalarla buraya ataması, boşalan koltuk için verilen savaşın önemini daha da artırıyor. Zira Başkan Trump 6. koltuğu da kendine yakın bir aday ile doldurursa, Yüksek Mahkeme’de Amerikan sağ kesimi, dindarlar, Evangelist’lerden yana olacak, 5-6 nesil sürecek ezici bir çoğunluk yakalamış olacaklar ki; bu Başkan Trump’ın bu kesim tarafından “Büyük Kurtarıcı” gibi görünmesi demek…

Mahkemenin önünde vermesi gereken çok önemli kararların olduğunu ve bunu eksik üye ile yapamayacaklarının da altını çizmeliyim. Başkan Trump bu vesile ile Yargıç Ginsburg’un bedeni daha toprağa verilmeden yeni bir isim çalışmalarına girerek atama yapacağını söylemesi elini çabuk tutacağına işaret. Seçim sonuçları, yapılan anketler göz önünde bulundurulduğunda ortada gibi görünse dahi Anayasa Mahkemesinde daha da güçlenmek Cumhuriyetci’ler için ayrı bir başarı olacak.

Obama yapamamıştı,

Başkan Obama görev süresinin bitmesine 11 ay kala, Mahkeme üyesi Antonin Scalia’nın yerine atamak istediği adayı “görev süresi bitiyor” gerekçesi ile kabul etmeyen Senato Başkanı McConnel: “Başkan Trump’ın birini aday göstermesi halinde bunu onaylayacağını” duyurdu. Seçimlere yani teorik olarak mevcut başkanın görevinin bitmesine 1 buçuk aydan kısa bir süre kala böylesine bir duyuru yapması dengelerin nasıl olduğunu anlamanıza yardım edecektir. Başkan Trump eğer seçilemezse 20 Ocak itibarı ile görevinden ayrılacak, bununla beraber Senato mevcut üyeleriyle beraber 3 Ocağa kadar görevde kalacak. Şartlar böyle olduğunda, başkentteki yangın kapalı kapılar ardına taşmış ve “yangından mal kaçırma” oyunu sahneye konmuştur. Olası bir seçim kaybında Cumhuriyetçiler’in yeni başkan için şartları uygun kılmak yerini onun elini kolunu bağlamayı, tabir yerindeyse “topal ördeği” kucağına atmayı planlıyorlar.

Senatoda çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçi’ler Yargıç Ginsburg’un yerinin derhal doldurulması gerektiğini söylüyorlar. Bu esnada Başkan Adayı Biden “yeni yargıç üyesini yeni Başkan belirlesin” çağrısında bulundu. 87 yaşındaki Ginsburg’un 1999 yılından beri akciğer ve pankreas kanseri ile savaştığını düşünürsek Cumhuriyetçi’lerin elinde kesin bir isim olduğunu söyleyebiliriz.

Konuşulan isimler arasında 3 senatörün yanı sıra ülkenin farklı eyaletlerinden belirlenmiş kendilerine yakın muhafazakâr savcı ve baş yargıçların bu listede olduğu aşikâr. Kamuoyunun üzerinde durduğu isim Indiana’dan hukuk profesörü ve hakim Amy Coney Barret!

***

Cafeler ne zman açılacak?

Koronavirüs önlemleri çerçevesinde New York’un alışkın olmadığı bir şekilde sokaklara atılan masalarla beş ilçe adeta bir yazlık kasabası kıvamında sokakta camlarla ayrılmış, dirseklerinde kollarında maskeler ile oturup yemek yiyen ve şehrin turistlerden arınmış olmasına sevinen New Yorklular ile doluydu.

Sonbaharın gelmesiyle birlikte dışarıda oturumun sonlanması gerekiyordu! Uygulamaların halen devam ettiği bu süreçte Belediye Başkanı de Blasio bütün cafe ve restoranların %25 kapasite ile açılabilmesine izin vermişti. Tabi her şey bu kadar iyimser olamazdı, restoran sahipleri geçtiğimiz haftayı belediye binası önünde protetolarda bulunsalar da karar şimdilik kesin görünüyor!

Amerika’dan şimdilik bu kadar! Gündemi üç ana başlıkta toplamak istedim. Haftaya, dünyanın merkezinde her türlü güncel haberler ile karşınızda olabilmek dileği ile hoşça kalın…

Hikmet SAVATLI