
Amerika’dan…
Amerika’da doğmak ister misiniz?
Koronavirüs! İkinci dalganın ardından “her şey daha kötü olacak” haberlerinin ardından aşı için beklemeye devam ediyoruz. Geçen haftalarda downtown’a gittiğimde CDC’nin önünde epey uzun bir kuyruk vardı. Meraklı bir tip olduğumdan yanaşıp sıranın ne sırası olduğunu sorduğumda Covid test sırası olduğu cevabını aldığımda koşarak uzaklaştım. Evet! Rakamlar yükseliyor ama aşı geliyor. Bu insanlarda bir rahatlamaya yol açar mı? Sanırım uzun zamandır yüksek teyakkuzda olduğumuz için hafif bir salma durumumuz olası.
İlk karantinadan bu yana yaşadığımız evreleri düşünürsek, tuvalet kâğıdı ve maskelere saldırıp bitirmiş ve karaborsaya düşürmüştük. Her ülkede krizi fırsata çevirmek isteyen açgözlü insanlar olduğunun kanıtı olarak burada da 0.70$ ‘lık maskenin; facebook mahalle grubumuzda 130$ fiyatlara satıldığını gördüm. Eve aldığımız her türlü market alışverişini dahi Masumlar Apartmanındaki Safiye gibi çılgınca yıkadık. Kıyafetlerimizi torbalara koyup balkonlarda beklettik. Kaldı ki benim yaşadığım apartman, klasik bir New York apartmanı ve bu sebeple balkonumuz yok. Misafir odasını karantina odası gibi yaptık ve her ürünü kırklayıp çamaşır suyu ile dezenfekte ettikten sonra bir müddet orada beklettik. Bugün geldiğimiz nokta ise Safiye’nin çok çok gerisinde standart dezenfekte ve yıkama ile sınırlı.
Evet, biraz rahatladık ama yine de güvenli ortamımızın dışında azami dikkatli olmaya gayret ediyoruz. Dışarda yemeğe gitmiyoruz ama markete gidiyoruz. Spor salonları, berberler ve dövmeciler açık ama hala gitmeyi güvenli bulmuyorum. En büyük lüksümüz Ege ile gidip bir iki saat açık alanda buz pateni yapmak.
New York’ta aşı 15 Aralık itibarı ile başlayacak ve Amerika genelinde birkaç haftada 20 milyon kişinin aşı olacak. Bu olayla paralel hastanenler hem aşıyı saklama hem de korona sonrası yapılacak tedavi için tüm hazırlıklarını yapmışlar bu sevindirici.
Gelelim başlığa…
Siz de çocuğunuz Amerika’da doğsun, bambaşka bir hayatı olsun istemez misiniz? Öncelikle bir pasaportun bir hayatı nasıl değiştirdiğine ve sizin sahibi bulunduğunuz pasaportun bu denli bir değişikliğe sebep olamayacağını anladığınızda bu soruya vereceğiniz cevap değişecektir. Birçok arkadaşımın Amerika’da doğum yapmayı düşündü, yapanlar oldu gittiğiniz yere göre 12.000$- 50.000$ arası bir maliyeti var bu işin. Burada yaşayan biri Türk olarak sistemin nasıl işlediğini anladığınızda arkalardan dolanıp sistemi kandırmanın ne kadar kolay olduğunu anlıyorsunuz. Bu aklınızda kalsın.
Amerika’da üniversite son sınıfın ekonomi dersiydi. İlk ders hoca derse geldi ve bu derse sene sonuna kadar gelmek zorunda olmadığımızı, yılsonuna kadar haftalık elektronik postamıza atacağı suni gündemler ile bize verdiği sanal 100.000$ ın sene sonunda Z raporu yazacağımızı söyledi. Bu arada hepimizi NY Times üyesi yaptı, zira kendi vereceği suni gündemlerin yanı sıra gazetenin belirli köşe yazarlarını takip ederek spekülatif bilgileri ve borsayı takip etmemizi istedi. İçerisinde iş kolları ve kurulacak şirketler ile ilgili bilgilerin bulunduğu dosyalarımızı koltuğumuzun altına alıp dağıldık. İkinci ders gelen elektronik postada bir takım hisse senetlerinin yükseldiğini, Asya marketlerinde büyük kriz yazıyordu. Bu uzak doğudan gelen ham maddede sıkıntı, borsanın yükselmesi ve piyasaların etkilenmesi, mal temini dışında başka pazarlarda bulunan malların fiyat artışı gibi birçok bileşeni olan tek satırlık bir kazıktı! Bunu anlamak ofis saatlerinde hocanın koridorda yolunu gözlemek ile paraleldi. Zira Uluslararası İşletme ve Pazarlama okuyorum çift dalın ortak derslerinden biri ve çok kritik bir ders. Sene sonunda ben, Brezilyalı bir arkadaşım ve Rus bir arkadaşım şirketi epeyce karda olan üç kişiydik. “Anlatın” dedi sonuçta birer başarı hikâyesiydik. Uzman gibi anlattık, ne yalan söyleyeyim hepimiz kasım kasım kasıldık. Hepimizi dinledi ve ekledi; “işte sizin bu açıkgözlüğünüz yüzünden ülkelerinizin ekonomisi kötü ve batıştasınız” dedi. Amerikalı arkadaşlara dönerek ekledi, merak etmeyin sizler de ölmeyeceksiniz, ama bunlar burada iyi yaşayacaklar! Ülkelerine döndüklerinde herkes onlar gibi düşündüğü için sıradan insanlar olacak ve bu yaptıklarını yapamayacaklar. Çünkü yöneldikleri alternatif marketlere aynı yapıdan geldiklerinden onlar gibi düşünen başkaları çıkıp piyasayı yükseltecek dedi. Ama burada hiç birinizin aklına gelmeyecek hareketleri yaparak aksiyon alacaklar dedi. Gelse zaten aranızdan biri çıkardı dedi. A+ ile geçtim o dersi. Sonra Türkiye’ye döndüm ve dediği oldu…
Bu kadar olayı neden anlattım?
Geçen hafta televizyonlarda “Türk sahtekârlığı” diye bir haber duyunca dikkatimi çekti ve habere daldım. New York merkezli bir Türk şebekesinin 100 hamile kadını turist vizesi ile Amerika’ya getirip devleti 2.1 milyon dolar zarara uğrattığını söylüyordu. 199 bebeğin Amerika’da doğarak pasaportlarını alıp Türkiye’ye beri döndüğünü tespit ederek harekete geçti. İşin komik yanı, nüfus idaresindeki bir memurun aynı adrese 8 değişik soyadı ile doğum evrakı düzenlemesi sonucu yakalanmaları. Başkan Trump çıkarmaya çalıştığı kanunla yurt dışından doğum ile vatandaşlık vermenin önüne geçmeye çalışıyordu. Kısaca eskiden pasaport polisinde olan imtiyazlar artık vize alma evresinde de kullanılabilecek ve hamile olanların ülkeye girmesinin önü kapanacak gibi görünüyor. Bu noktada topu size bırakıyorum ve soruyorum. Gelip burada doğum yapmak ister misiniz?
Amerika’dan şimdilik bu kadar! Gündemin potpurisiydi. Haftaya, dünyanın merkezindeki güncel haberler ile karşınızda olabilmek dileği ile hoşça kalın…
Hikmet SAVATLI