Sonunda Adam Kazandı

Hikmet Savatlı - 19 Kasım 2020

Batan Geminin Malları

Hikmet Savatlı - 19 Kasım 2020

Baltaları Gömmeli

Hikmet Savatlı - 19 Kasım 2020

Amerika’dan…

Baltaları gömmeli

Seçimlerden sonra Amerika önüne bakmaya ve yol almaya devam ediyor. Büyük ülke olmak demek geriye dönük dedikodular ile vakit kaybederek aynı kısır döngü içerisinde karşıt görüşe laf yetiştirmek ile değil iş yaparak olunuyor. Seçimlerden sonra Joe “Başkan Naibi” sıfatı ile ülkenin dümenine geçmeye hazırlanırken halefi savaş davullarına vurmaya devam ediyor.

İşin şu kısmını söylemeden edemeyeceğim bu kadar çekişmeli bir seçimin ardından kazanan mevcut başkan olsaydı eğer “cadı avını” başlatırdı! Zira 3 Kasım seçimlerinin ülke tarihindeki en güvenli seçimler olduğunu açıklayan ABD İç Güvenlik Bakanlığına bağlı Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Dairesi başkanı Chris Krebs bu yazıyı yazdığım sırada başkanın “atama ve azil etme” aracı olan twitterdan kovulalı saatler olmuştu.

Seçimler üzerinden geçen günler boyunca hiçbir açıklama yapmayarak sessiz kalması, başkent sokaklarında sempatizanları seçim sonuçlarına isyan ederken kendisinin golf oynamaya gitmesi Amerikan basını tarafından hayretle karşılanıyor. 20 Ocaktaki Biden’ın yemin törenine kadar elinde baltası ile kendi karşıtlarını budamaya ve sempatizanlarını göreve getirmeye devam edecek görünüyor.

Bu noktada şunu söylemek lazım, yeni başkan göreve geldiğinde şüphesiz ki kendi mahiyeti ile gelecek. Bu sebepten yapılan atamaların uzun ömürlü olmayacağı aşikâr. Cumhuriyetçiler için kendiişlerine vekâlet edecek “emanetçiler” bulundurmak önemli gibi duruyor. Bu durum Obama’dan sonra da böyle mi olmuştu? Bu sorunun cevabı, hayır! Obama yönetimi yeni başkanın takdiridir diyerek bu denli radikal çözümlerle topal ördeği yokuşa sürmemişlerdi. Cumhuriyetçilere has bu yaklaşım Bush yönetimi tarafından Obama’ya yapılmıştı.

Sen, ben yok! ABD var!

Başkan Trump elinde balta ile kafatası avına çıkmışken Joe yaralara derman olma peşinde. Hem kabinesini hem de çalışma arkadaşlarını belirleme gayreti içerisinde. Biden’ın Obama döneminde başkan yardımcılığı yaptığı dönemde de Beyaz Saray Genel Sekreteri olarak görev yapan Ron Klein’ı getireceği zaten biliniyor.

34 yaşında, Al Gore’un genel sekreterlik görevini yapan Klein; Biden ile Ebola ve Bush yönetiminin yol açtığı ekonomik krize mücadele ederek kendine bu cenahta hatırı sayılır bir yer yaptı.

Başkan Naibinin kabinesinde kime yer vereceği konuşulurken birbirlerine bu yarışta rakip olan Elizabeth Warren veya Bernie Sanders’den birinin bu kabinede yer alıp almayacağı konusu bu gün hala tartışılıyor. Her iki senatör de sağlık ve finans yönündeki projeleri ile başkanlık yarışında var olmuşlardı.

Biden, toplantılarına devam ederken görünen o ki bizler kendimizi 3. Obama dönemine hazırlayacağız. Öyle ki, geçtiğimiz seçimlerde eski başkan sahalara inerek eski yardımcısı Joe için halktan oy istemişti. Bu dönem birlikte çalıştığı Antony Blinken dış politikalardan sorumlu olacak, Michele Flournoy ise dış işleri bakanlığı için adının geçtiğini biliyoruz. Büyük ihtimalle Obama döneminde başlattıkları, tüm projelere son sürat girişecek ve yarım kalan projeleri bitireceğini seçim öncesi konuşmalarından anlamıştık. Obamacare için “ABD için yapılan en büyük projelerden biri, görece geldiğimizde bu manyak adamın yaptıklarını silerek Obamacare’i daha iyi bir hale getirip Bidencare olarak yeniden hayata geçireceğiz” demişti.

Enkaz devraldık

Türk siyasi tarihinin klişelerindendir “enkaz devraldık”. Her gelen gidenin ardından aldığı enkazı bahane ederek yapacakları icraata yer, yapmayacakları icraata kılıf hazırlarlardı. Biraz bizim genlerimizde var “bahane” bulmak! Bu sebeple suç hep başkasındadır, yapılamıyorsa bir iş bu iş alınan enkazdan ötürüdür! İşin komik tarafı Başkan Trump’da “ben enkaz devraldım! Bu sebeple Amerika’yı yeniden harika yapmak için buradayım” diyordu!

Başkan naibinin görev listesi hayli kalabalık zira kucağında bomba gibi bulacağı bir sürü konu kendisi bekliyor. İşin iyi tarafı dün seçildin bu gün haydi göreve diyerek kimsenin başı yanmıyor. Seçimden yemin törenine kadar “seçilmiş başkan” sıfatı ile bir fiil başkan gibi çalışıp, 20 Ocakta yemin ettikten sonra 100. gününe kadar icraatlarını ortaya koyması için yaklaşık 200 günü olacak. 100. günde icraatlarını, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatması rotasını anlamamız için bize bir fikir verecek.

Joe’nun ilgilenmesi gelen konular neler olacak?

Elbette ki en büyük konu Kovid-19 ile yapılacak mücadele olacaktır. Günlük 1100 kişinin ölmesi ve sürekli yükselen vaka sayısı ile ABD ikinci dalgayı yaşamaya başladı. 19 Kasım itibarı ile okullar kapanarak tamamen uzaktan eğitime geçildi. Restoran ve kafeler ’in gece saat 10 itibarı ile kapanmasına başlandı. “evde kal Amerika” sloganları geri dönecek gibi görünürken aşı bulundu mu bulunacak mı kime kısmet olacak bekleyip göreceğiz…

İşsizlik oranı her ne kadar düşse de hem ikinci dalga hem de işlemeyen ekonominin toparlanması ve istihdam yaratılması konularında bir hayli terleyecekleri aşikâr.

Trump yönetimin tırmandırdığı ırkçılık olaylarının toplumu bölmesi, bununla birlikte göçmenlere olan karşıt tavrın ülke dinamikleri ve normları ile oynanmasının ardından bozulan toplum kimyasının ivedilikle iyileştirilmesi üzerinde “biz birleşik devletleriz! Birleşmiş olmak bizim genlerimizde var” diye konuşmalara başladı.

Kısaca Joe önce kendi eteğindeki taşları organize etmesi gerekiyor. Bu organizasyondan sonra yazılacak çizilecek senaryolara bakacağız. Amerika’da “Losers talk, winners walk” yani “kazananlar devam eder, kaybedenler konuşur” bu senaryoda kaybedenler konuşmayı ellerindeki baltalar ile yapıyor. Lakin devir artık balta ile kelle alma devri değil, baltaları gömme ve yürüme dönemidir.

Amerika’dan şimdilik bu kadar! Gündem bu hafta seçim sonrası panoramaydı. Haftaya, dünyanın merkezindeki güncel haberler ile karşınızda olabilmek dileği ile hoşça kalın…

Hikmet SAVATLI