Köftenin Seyir Defteri

Hikmet Savatlı - 12 Ekim 2019

Ramen

Hikmet Savatlı - 12 Ekim 2019

Korkunç Yemekler

Hikmet Savatlı - 12 Ekim 2019

Sizlere yemesi birbirinden güzel, gezmesi birbirinden heyecanlı yerlerden, yiyeceklerin evriminden, tarihinden, tatların birleşimlerinden bahsedip durdum. Gelin bu sayıda başka toplumların afiyetle yedikleri ve diğerlerinin pek keyif almadığı yiyeceklerden bahsedeyim?

            Hanımefendiler, beyefendiler…

Arkanıza yaslanın, oturduğunuz koltuğa iyice kendinizi gömün. Birazdan okuyacaklarınız size bir sonraki öğününüzü geçirecek nitelikten! Hikmet Savatlı ile “iğrenç yemekler” başlıyor.

İlk durağımız Çin! Çin seddinin arkasından okyanusa kadar olan milyarlarca insanın yaşadığı bir ülkede insanların bulduğunu yemesi çok olası. Kara böceğinden deniz böceğine işte yemek için birkaç kere düşüneceğiniz Çin yemekleri.

Önden akrep çorbası ile başlayalım. Çin’in güneyine ait geleneksel çorbada akrep kullanılıyor. Pişirilirken zehri yok edilen çorbayı sadece görmek bile bana göre iştah kapatıcı Ayrıca Çin’de akrep ve cicida kızartması da sokak lezzetlerinden biridir. Düşünsenize sanayide sabah ciğerci Mahmut yerine Akrepçi Mahmut’a gidip kendinizden geçtiğinizi. Tadı patatese benzediği söylenen Cicada, Çin’de şişlere geçirilerek köz de yada haşlama olarak pişiriliyor. Milenyum yumurtası olarak da adlandırılan ördek veya tavuk yumurtaları kül, kil ve tuzdan hazırlanan özel bir karışım içerisinde aylarca bekletiliyor. İşlem sonrasında yumurtanın beyazı kahverengi jöle kıvamında bir hal alıyor ve sarısı yeşil renge dönüyor. Görsele bakarsanız tadı enteresan olabilir, yumurta turşusu gibi olsa gerek… Guo Li Zhuang isminde ünlü bir Çin restoranları zinciri, ününü bir “şeye” borçlu aslında: ellerinde hangi hayvan varsa onun penisini servis etmek. “Arzu Alevlerinde Yanan Ejderha” bu restoranın spesiyallerinden! Baijiu likörü içinde bekletilerek canlı çiğ arası tüketilen sarhoş karidesler belki ilginizi çekebilir. Hatta siz de karidesler gibi sarhoş olmak isterseniz bir kadeh yılan şarabı söylemelisiniz. Evet, yılan! Durain Meyvesi, Güneydoğu Asya’da yetişiyor ve görünüşüyle denizkestanesine benziyor. Sarı rengi lezzetli hissi uyandırsa da kokusu öyle dayanılmaz ki havaalanına girişi bile yasaklanmış. Kokusunu dert etmezseniz tadı, kremalı kavuna benziyor! Ben sevmiş, söyledikleri kadar kokulu bulmamıştım.

Madem uzak doğudayız Çin’den Japonya’ya geçelim. Suşiyi çiğ balık olarak gören bir topluma Japon yemeklerini anlatmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz. Oysa ki salatalık, pirinç, avokado ile yapılan etsiz çeşitleri de vardı oysa…

  Önden Sakuraniku ve soya sosu söyleyelim. At, Avrat, Silah mottosuyla yüz yıllarca yaşayan bir millet at eti yemek konusunda ne düşünür bilemiyorum. Ton balığı gözlerinden söyleyip göze gelmeyelim! Eşek arılı krakerlerimizi, soya sosu ve şeker kullanılarak yapılan Eşek arısı Larvası ile yapılan tatlıya batırarak Japonya’daki turumuzu sonlandıralım.

İtalya’da horozibiği, Meksika’da sivrisinek yumurtası, tarla faresi Hong Kong’da maymun beyni, Palau’da yarasa çorbası, Filipinler’de yarı donmuş ördek cenini, boğa penisi, kanada da geyik beyni, Grönland’da kuşla doldurulmuş fok, Alaska’da, av hayvanlarından dondurma, Peru’da Gine domuzu, Uganda’da çekirge, Vietnam’da kobra kalbi…

Kobra kalbi ile ilgili şu bilgiyi size vermeliyim. Kalp yılanından çıkarılıp shot bardağına konduğu zaman hala atıyor ve sizden bunu çiğnemeden içmeniz bekleniyor! Çiğnemek kısmi felç yada zehirlenme ile sonuçlanabiliyormuş!

            Bu kadar bizim için yemesi zor yemekleri içinizi dışınıza çıkarmış olabilir. Konuya bir de bu taraftan bakalım. Diyelim ki Adana’ya yurt dışından bir misafiriniz geldi! Nereye götürürsünüz?

Kuvvetle muhtemel panoramik bir tur yaptıktan sonra büyük saatte şöyle bir yürür, kebap ciğer, tatlı vs… yemeğe gidersiniz. Tam o esnada misafiriniz dehşet ile elinde alet kelle üten birini gördü. Sanırım sizin yazının ilk bölümünü okurken edindiğiniz bakış ve duygulara sahip olacaktır.

            Diyelim ki misafir adana yerine İzmir’e geldi, ve kemeraltında benim sizlere daha önce yazdığım ve yaptığım bir lezzet turuna katıldı. İzmir klasiklerinden söğüşçüye gittiğinde tezgahta yanak, dil, beyin, göz vs… gördüğünde yaşayacakları size de komik gelecektir.

            Ayak paça, kelle paça, söğüş, şırdan, bumbar gibi yiyecekler bizim çocukluktan alıştığımız bir çok yemek onlara alışık olmayanlara değişik gelir. Bu noktada hiçbir Çinlinin şişte akrep ile bizi kovalamayacağını ama bizim gelen misafirin ağzına zorla şırdan sokmaya çalışacağımız görüntüler gözünüzün önüne geliyordur sanırım.

            Önümüzdeki sayı dilerseniz sizlerle beraber değişik gastronomi noktalarına hep beraber “GastroTravel” yapalım. Hep söylediğim gibi kulaktan dolma, batıl inançlarınızı bir tarafa bırakmalısınız. Yemeklere önyargı ile yaklaşmayıp; hiç kimseyi yediği yiyecek yüzünden eleştirmemelisiniz. Gelecek ay görüşmek dileğiyle,

Tabakta hayat var, gelin tadına birlikte bakalım…