köşeyazısı

Med Cezir

Hikmet Savatlı - 13 Ağustos 2015

Geçen gün sevgilim ile birlikte birlikteliğimizin 10.yılını kutlamak için sakız adasına gittik. Ege kıyılarında olmanın güzelliği bu, her türlü bulunduğun yerin karşısında bir Yunan adası var ve sen en fazla 1 saat 30 dakika sonra istediğin adaya gidebilmiş olursun. Şimdi Yunanistan’ın 3 bin 54 tane adası olmasına karşılık sadece 87 tanesinin üzerinde hayat var. Ben bunların yedisine gitmişim. Gide gele de az buçuk yunan olmuşum. …

Continue reading

Mavi ya da Kırmızı hap

Hikmet Savatlı - 10 Ağustos 2015

Her daim bir çıkar uğruna kürek çeken insanlar ile aynı kayıkta olmak ne kadar fena! Düşünsene kader birliği, gerçek arkadaşlık ve senin kendine göre “değer” sandığın hiç bir vasıf onlarda yer almazken; bir de onlar ile birlikte olmak yaratıcının senin için tasarladığı en büyük sınavdır! Belkide bu böyledir… Aslında bir sınav yoktur ve insanlar yaşadıkları hasetlik dünyalarında yüzüne gülerken akşam evlerinde duvarları içindeki tuğla görünene …

Continue reading

Bir Kalıp İnsan

Hikmet Savatlı - 29 Temmuz 2015

Hanginiz güldü lan! abi valla ben gülmedim… Tanıdık geldi değil mi? Bu aralar toplumsal mutsuzluğun sırrını çözme peşine kafa patlatıyorum! Neden mutsuzuz? Neden kahkaha atmıyoruz? Bizleri depresif halede paranoyaklaştırarak komplo teorisyeni haline getiren televizyonlardan ve gündemlerden sıyrılarak, kendimizi meşhur tatil beldelerine atıyoruz. Malum yaz ayları, vıcık vıcık sıcak… Buram buram terleyenler insanların koltuk altlarına bir deodorantı çok gördüğü kokulu yerlerden değil, milyonluk arabalarla gelinerek, pahalı …

Continue reading

Sen, Ben ve Bayram…

Hikmet Savatlı - 17 Temmuz 2015

Evet değerli okurlar bir Ramazan ayıda geldi geçti. Şimdi önümüzde “nerede o eski bayramlar” klişesini irdeleyeceğimiz Ramazan ya da Şeker bayramının arifesindeyiz. Peki, nerede o eski bayramlar? Peki, burada ne kadar eskiye gitmemiz gerekiyor? Çünkü bir noktada, Türk toplumu olarak, bayramları İslami şartlar altında kutlamadığımız zamanlar var. Öncelikle şu bayramın bi adını koyalım Ramazan mı, Şeker mi? İsim konusunda bile çeliştiğin ve esasen kutlama olarak …

Continue reading

Ramazan

Hikmet Savatlı - 16 Haziran 2015

Ramazan ayını Hacivat ve Karagöz ile yaşan çocuklardık bizler. Mahallede yaylada, ramazan pidesi için oruçlu oruçlu kuyruğa girip, sol omuzundaki Şeytan’ın al bi ısırık tavsiyelerini duymamak için koşarak eve gelirdik. El elden bir iftar telaşıdır gider. Anneler bir yandan, çocuklar bir yandan. Ramazan benim için ayrı bir telaştır. Annem ve babam sağlık sorunları baş gösterene kadar her ramazan mütemadiyen oruçlarını tutarlardı. Tabi yaşlılığın getirdiği hastalıklardan …

Continue reading

“Oku” diye ben demiyorum…

Hikmet Savatlı - 3 Haziran 2015

 Evet ben demiyorum, Tanrı diyor “Oku” diye ve ben sen okuyasın diye yazıyorum… Neden bilmiyorum yazılarım zaman zaman beynimin karanlık tarafından çıkıyor hissine kapılıyorum. Aslında kolay değil sonuçta yazı yazmak benim için şu an yapmayı sevdiğim bir hobi gibi. Hani ekmek kapısı olur da strese bağlarsın anlarım. Uzun zamandır bir kitap yazmak istiyorum, ama gel gelelim bunun için pek fırsat bulabildiğim söylenemez. Hani yanında yönünde …

Continue reading

Zeytin dikmek lazım…

Hikmet Savatlı - 11 Mayıs 2015

Aklının farklı yönlerini kullanabilmek bir zeka göstergesi midir yoksa sıradanlık mıdır? Düşünelim; kimyası, biyolojisi, fizyolojisi, yapı taşı aynı materyalde olan beyinlerimizi masaya koyarsak büyüklüğü boyu ve çalışma yapısı olarak hemen hemen aynı bulguları elde edeceğiz. Peki, şimdi iki müzisyenin beyninden bahsedeyim; sence Mozart ve İsmail YK’nın beyinleri aynı oranda mı çalışıyor? Biri çağının ötesinden yüzyıllar bile sonra sana dinlemekle keyfine keyif katacağın kaliteli bir müzik …

Continue reading