narenciye

Sıcak Şarap

Hikmet Savatlı - 28 Eylül 2017

Herkese merhabalar, Sonbaharın gelmesi ile birlikte ev ve gardıroplarınızda yapacağınız değişiklikleri mutfağınızda da yapacaksınız. Gelişen teknoloji ve “ulaşılabilirlik” bize her sezon istediğimiz meyve ve sebzeyi bulmamızı sağladıysa da hiç birimiz aralık ayında marketten domates alabilmemize rağmen salça yapmıyoruz, yerli domatesin son meyvesini bekliyoruz. Ben alışverişlerin her daim yerel pazardan yapılması gerektiğine inanırım. Bu yüzden beni pazarda alışveriş yaparken görmeniz çok muhtemeldir. Gittiğim şehirlerde de semt …

Continue reading

Portakal çiçeği ve onun karnavalı…

Hikmet Savatlı - 9 Nisan 2016

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı sanırım yine katılımcılara mutluluk veriyor. Peki, alan razı veren razı mı? Tantanası, hazırlığı ve heyecanını bir kenara bırakalım. Öncelikle ben Adana’da yaşamıyorum ama memleketim ile ilgili haberleri yakından takip etmeye gayret ediyorum. Dışarıdan bakan bir göz ile ne görüyorum en samimi şekilde bunu anlatmak istiyorum. Esnaf adeta karnavalı iple çekiyor. Adana bir cazibe merkezi olmadığı için bu …

Continue reading

Turunç…

Hikmet Savatlı - 8 Mart 2016

Biz Adanalılar turuncun kıymetini biliriz. Tabi memleketin içinde bulunduğu koşullar bu soruyu “nasıl bilirdiniz?” Sorusu ile değiştirmeye doğru koşar adım gidiyor. Reçelinden salatasına, ağacından şehrin sokaklarına her daim hayatımızın içinde turunç var. Sokak arası top bulamayan ve onun yerine turunç ile top oynamayan çocuk var mı Adana’da? Bahçeli evlerin olduğu dönemlerde turunç ağaçların kurulan salıncak ile sallandı zamane çocukları. Yetmedi bir ova anaç yaptı üzerinden para …

Continue reading

Suriye – Toledo – Amed Üçgeni

Hikmet Savatlı - 2 Şubat 2016

Suriyeliler için bir kamu spotu dönüyor televizyonda. Hadi onlara bir yardım eli uzatalım da şöyle şöyle yapalım… Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Suriyeliler için bilmem kaç milyar dolar harcadıklarını geçen gün açıkladı! Şimdi… Önce suriyedeki Türkmenler derdimizdi, şimdi memleketimizdeki suriyeliler! Bu aklıma Jomo Kenyatta’nın şu sözlerini getirdi. Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık …

Continue reading

Savaş ve Adana

Hikmet Savatlı - 5 Ocak 2016

O güne kadar savaş nedir bilmez on yaşındaki halim. Savaşlara dair bildiğimiz ve bize öğretilen tek şey “Onlar yenilince biz de yenilmiş sayıldık” klişesiydi! İki dünya savaşı yaşamış, yıkılanlar yıkılmadan önceki hallerine dönerken tek dönemeyen nedense hep biz olmuşuz. Açgözlülük ve kişisel güç hırsından muzdarip ayaklar; iki yüklü nöron elektriğini atacak diye kilometrelerce yürümüş, harap olmuş, telef olmuş… Türkiye bir savaşa gitmiş, ötekine girmemiş. Girmemiş …

Continue reading

Çok yaşa…

Hikmet Savatlı - 21 Aralık 2015

Hepimiz zaman zaman hapşırıyoruz, hatta bilimsel olarak kalbimiz saniyenin bilmem kaçta biri kadar durduğundan dolayı hapşıran kişiye çok yaşa diyoruz. Peki, cevap ne olmalı? “Sen de gör” ve ya “cümleten/hep birlikte” Çok yaşamak mı yoksa sağlıkla yaşamak mı önemli? Şimdi romantik bir şekilde neyleyim ben sensiz doğan güneşin ömrümdeki sabahını diye ortaya çıkarsam bana ne dersin? Peki, ya “olmaya devlet şu cihanda bir nefeslik sıhhat …

Continue reading

Sağlık için narenciye için…

Hikmet Savatlı - 19 Şubat 2015

  Doğallıktan uzaklara yerken açalı beri insanlık yeniye hasretle koşar oldu. Hatırlar mısın bir ara konsantre meyve suyu ne kadar modaydı? Sokaklarında narenciye ağaçları bulunan şehrin insanları için bile kahvaltı masalarında veya dolaplarında bulunan konsantre meyve suları onları dalından meyve koparıp sağlıkla, tazelikle o meyveyi yiyen insanlardan ayıran bir statü göstergesiydi. Televizyondaki reklamlar insanın içindeki arzuları tetikler ya… Ananem bile bir baktım konsantre portakal suyu …

Continue reading