
SOMA.
SO(R)MA!
SONRA?
“Yüz Karası Değil, Kömür Karası; Böyle Kazanılır Ekmek Parası”
Orhan Veli, böyle anlatmış…
Üzgünüm kızım, düğününe gelemeyeceğim. Bu en mutlu gününde yanında olamayacak, seninle karşılıklı göbek atamayacağım. Sana aldığım bileziği koluna annen takacak…
Üzgünüm oğlum, attığın ilk adımlarını göremeyeceğim. Ellerimi sana kaldırıp “gel oğlum” diyemeyecek, seni parka götüremeyeceğim…
Üzgünüm sevgilim, yarın senle buluşamayacağım. O en sevdiğin çiçeklerden sana alamayacak, verdiğim sözleri tutamayacağım…
Üzgünüm karıcığım, bu akşam ve diğer tüm akşamlar yemeğe gelemeyeceğim. Gidemeyeceğiz o en sevdiğin çay bahçesine. Üşüdüğünde ceketimi omzuna koyamayacak, üşüdüğünde sana sarılamayacağım…
Üzgünüm anne, özür dilerim baba…
Mezuniyet törenim olamayacak hiç! Bana kız istemeye gidemeyeceğiz. Bayramlarda elinizi öpemeyeceğim. Üzgünüm arkadaşlarım sizlerle bir yemek yiyemeyecek, eğlenceye gidemeyeceğiz. Üzgünüm sevgilim seninle hiç tanışamayacağım. Özür dilerim doğmamış çocuklarım.
Üzgünüm geleceğim…
Özür dilerim hayat! Seni doyasıya yaşayamayacağım…
Çaresizlik!
Elimizden ne gelir?
15 yaşında kemal Yıldız’ın okulda top oynaması gerekirken, yer altında madenlerde geçim derdi ile çalıştırılmasını bana kimse anlatamaz!
Bir torba kömüre kendini satan insanların olduğu toplumlarda 15 yaşındaki çocukların vebali düşünülmez!
(15 yaşında bir çocuğa ne malum terorist olmadığı diye çamur atanlar yine 15 yaşındaki çocuğa ne kulp takacalar merak ediyorum! Berkin’de Kema’lde toplumumuzun ayıbıdır!)
Neden?
Çünkü kömür gibi, kendini satan o insanların bedeli gibi, memleketimde hayat “ucuz”dur!
Üç gün yas!
Dördüncü günün sabahına kalmaz her şey ve herkes unutulacaktır! Olan ocağına ateş düşen ailelere olurken bizler kömürü umut tacirliğinde ya da evlerimizdeki mangalda kullanacağız.
Gaza gelip tabanca ile name yaparken döktüğümüz kurşunlarla eğlenirken, Afyon’da patlayan cephaneliği hatırlamayacağız!
Ajan filmlerinde patlamada efektlere bakarken veya filmi tartışırken, Reyhanlı’daki patlamayı hatırlamayacağız!
Üzgünüm Mehmet Akif Ersoy…
Biz zaten altımızda binlerce kefensiz yatanı hiç düşünmedik!
Tanımadan geçtik bastığımız toprakları Taışalım dedik merak ettik eşeledik neymiş efendim bir tencere bir tava veya bir antik kent mi çıkmış kapattık üstlerini…
205 can’ın üstünü kapattığımız gibi! Tıpkı yıllarca Zonduldak’da olduğu gibi!
Bugün SOMA’yı yazmak istedim…
Yarın SO(R)MA! Diyecekler neden 15 yaşında çocuk madendeydi!
SONRA’sı malum…
VATAN SAĞOLSUN…
205 can ve artacak bu sayı (umarım artmaz) ölenlere selamet, klanlara sabır diliyorum…
Allah rahmet etsin…
Hikmet SAVATLI