hayat

Keşke hayat sosyal medya kadar basit olabilse…

Hikmet Savatlı - 24 Şubat 2016

Yakın-uzak pek çok insanın birbirini takip ettiği bir zaman akışında hayatın gerçekleri olduğu gibi bir arada akıyor. Kahkaha dolu bir anı, sonra bir ameliyat, kayıp aranıyor, memleket elden gidiyor, bir gazete kupürü, doğum ve ölüm… Parmağının tek hareketi ile karmaşık yaşamlar arasında istediğin gibi gezebilir, yorum yapıp beğenebilirsin. Sen ne anlatmak istersen, dinleyen/okuyan/beğenen mühim olmadan paylaşım yapabiliyorsun. Bakış açısı sana kalmış ister hislenerek, ister hasetlenerek! …

Continue reading

Çay koydum, Gel…

Hikmet Savatlı - 6 Şubat 2016

Ne güzel bir davettir. Değişik şekillerde demlenir, farklı tatlar içerir ama bu coğrafyada çay tek bir amaç için yapılır. Dostluk için… Her esnafın dükkanın açtıktan sonra yaptığı ilk iş çay demlemektir. Yanına bir simit, biraz ekmek peynir, olursa poğaça tadından yenmez. Konu konuyu açarken bardaklar dolar dolar boşalır. Aman fazla demli olmasın çarpıntı yapar. Duymuş ve yaşamışsındır; “buyurun bir çayımızı için” ile başlayan küçük yerlerde …

Continue reading

Bir varmış bir yokmuş…

Hikmet Savatlı - 21 Ocak 2016

Bir var oluş bir yok oluş, işte hayatın özü budur. Abrakadabra gibi bir yok etme ya da var etme sözcüğü yoktur hayatın. Çocukluktan alıştırıldık bir varmış bir yokmuş ile uyutulmaya. Hep gökten düşecek üç elmayı bekledik, kim bilir kimler muratlarına erecek ve biz onların kerevetine çıkacaktık. Bir nevi masalda bahsi geçen sihirli olayların neticesinde mutluluğu yakalayan kişilerin mutluluğu ile gerdeğe girme hevesimizdir. Başkasının mutluluğu ile …

Continue reading

Sultan Ahmet’in başı duman…

Hikmet Savatlı - 12 Ocak 2016

Ey İslam dünyasının 93. Halifesi, Sultan Ahmet… Kardeş katlini yasakladın, “Yeter kardeş katli vacip değildir! Dedin. Memleketimin kalbinde bombalar patlıyor; Uludere (34), Reyhanlı (54), Suruç (33), Ankara (86). İnsanlar ölüyor Soma (301)… #istanbulicinduaet #prayforistanbul Hastagler güzel mi? Bence Populist… Profiline Fransız bayrağı koyanlar şimdi Türk bayrağı niye koymuyor? Öncelikle bizim kültürümüz “Vatan sağolsun”lar üstüne kurulmuştur. Afyon’da askeriye cephaneliği havaya uçarken bile resmi kayıtlarda eğitim zahiyatı …

Continue reading

Çok yaşa…

Hikmet Savatlı - 21 Aralık 2015

Hepimiz zaman zaman hapşırıyoruz, hatta bilimsel olarak kalbimiz saniyenin bilmem kaçta biri kadar durduğundan dolayı hapşıran kişiye çok yaşa diyoruz. Peki, cevap ne olmalı? “Sen de gör” ve ya “cümleten/hep birlikte” Çok yaşamak mı yoksa sağlıkla yaşamak mı önemli? Şimdi romantik bir şekilde neyleyim ben sensiz doğan güneşin ömrümdeki sabahını diye ortaya çıkarsam bana ne dersin? Peki, ya “olmaya devlet şu cihanda bir nefeslik sıhhat …

Continue reading

Sahte Süleyman

Hikmet Savatlı - 16 Aralık 2015

Bu aralar yazma sıklığımın epey düştüğünün farkındayım. Daha önceleri ruhumu ve dirseklerimi masa başında çürüttüğüm sıkım sıkım sıkıldığım bir işim vardı. Peki, nereye kadar giderdi bu süreç? Sınırlı bir sarmalın içerisinde girdap gibi beni içine çekerek körelten, adeta ayağıma pranga olmuş bir silsileden kurtulduğum için çok sevinçliyim. Gel gelelim her ne kadar sıkıcı olsa dahi insan bazı alışkanlıklardan vaz geçemiyor, söz gelimi alışkanlık bir işyeri …

Continue reading

İnsanlar

Hikmet Savatlı - 12 Kasım 2015

Seveni yandırırlar, insanı kandırırlar, gülerler! Meleği andırırlar ve yine de seni kandırırlar! İnsanları anlamak, insanları tanımak… Öylesine zor! Arabesk mi? Olabilir! Belki Flamenko’dur? Kim bilir? Ufukta doğan güneş bu sabah doğacak mı? Kim bilir… Ne kadar çok insan tanıyorsan o kadar karakter var diye mi düşünüyorsun? Aslında ben onları grupluyorum. Çok sık yer değiştirdim, bu suretle çok insan gördüm. Farklı arkadaş gruplarım oldu. Karakterler ve …

Continue reading

Bir umuttur yaşatan insanı…

Hikmet Savatlı - 1 Kasım 2015

Yine bir seçim geldi geçti. Sonuçlarını bilmeden mutluluğa verilen oylar sandığa girecek, aramızdan çıkan vekiller meclise girecek. Unutulacak onca ayakkabı kutusundaki paralar, toprak altındaki kınalı kuzular… Bu coğrafyanın kaderi ya da balık hafızasının getirisi. Ey Türk genci birinci vazifen nedir senin? Yoldan sapa sapa, sapa yollara girerek uçurumlara sürdüğünümüz bu aracın direksiyonu kime vereceksin/veriyorsun/verdin… Osmanlı özlemi ile yanan bu gençlik ne çabuk unutmuştur batılılaşma çabasında …

Continue reading

Sonbahar ve Ben

Hikmet Savatlı - 2 Eylül 2015

Yaz bitti, kuşlar eve dönmeye başladılar, yakında okullar açılacak ve yazlıkçılar da kuşlar gibi yuvalarına dönecekler. Yaz aşkları, arkadaşlıkları ve anıları sonbaharın ilerleyen günlerinde dönüp baktığında, soğuk günlerde içini ısıtacak. Sabah kalkar kalkmaz en sevdiğin mayonu, kovanı küreklerini alıp denize koşamayacaksın. Pencerenden baktığında kahverengi tonlarında yazdan kalma aldatıcı günler göreceksin. Aslında benim en sevdiğim zamanlar sonbahar ve onunla gelen renklerdir. Oksijeni bol olan yerlerde, yakınlarında …

Continue reading

Fahiş(e)

Hikmet Savatlı - 19 Ağustos 2015

Hayat kadınlığının dünyanın en eski mesleği olduğu söylenir. Peki, öyle midir? İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar sadece bu meslek mi gelmiştir? Beki başka meslekler yok mudur? Elbet vardır, bunların bazıları zamanla yok olmuş, bazıları ise ihtiyaçlar doğrultusunda birden bire ortaya çıkmıştır. Bazıları ise birleşerek, bir daldan ayrılan başka kollar olmuştur. Nedendir insanlığın başlangıcından beri eskimeden günümüze kadar gelebilmiş ve günümüzden sonrasına gidecek bu mesleğin sırrı? …

Continue reading