hayat

Mavi ya da Kırmızı hap

Hikmet Savatlı - 10 Ağustos 2015

Her daim bir çıkar uğruna kürek çeken insanlar ile aynı kayıkta olmak ne kadar fena! Düşünsene kader birliği, gerçek arkadaşlık ve senin kendine göre “değer” sandığın hiç bir vasıf onlarda yer almazken; bir de onlar ile birlikte olmak yaratıcının senin için tasarladığı en büyük sınavdır! Belkide bu böyledir… Aslında bir sınav yoktur ve insanlar yaşadıkları hasetlik dünyalarında yüzüne gülerken akşam evlerinde duvarları içindeki tuğla görünene …

Continue reading

Özel Günler

Hikmet Savatlı - 3 Ağustos 2015

Hayatında sayısını hatırlayamayacağın kadar özel günler var değil mi? Mesela dünyaya gözlerini açtığın ilk gün… Vakit geçtikçe senin adına özel olan bu günlerin sayısı artıyor, arttıkça tarihe not düşmeler fazlalaşıyor. Bunların bir takımını sen hatırlamıyorsun bile, ya da içinde bulunduğun ortam ve yaşam standartların senin özel günlerinin sayısını artırmanı engelliyor. Doğumundan bir süre sonra, göbek bağın düşüyor, ilk defa bir yerlere tutunarak ayağa kalkıyorsun, hatta …

Continue reading

Acemi Gurme

Hikmet Savatlı - 27 Temmuz 2015

Sözde yaz başı kilolardan kurtulacaktık! Dolaptaki mayonun bana selamı vardı hani, kendini hazırlasın yaz geliyor diyordu… Yaz geldi geçti de o mayo gelmez oldu. Sebep-i gelemeyişi, tamamen benden ötürü. Aslan gibi mayom çekmecenin bir köşesinde yapayalnız dururken ben totoma olan tek mayo ile bu yaz ki performansımı sonuna kadar kullanmaya gayret ediyorum. Tabi sadece mayo’lar değil bin bir para verip, bin bir emek ile aralardan …

Continue reading

Kaos

Hikmet Savatlı - 24 Temmuz 2015

Gündem yoğun, lakin bu yoğunluk ne kadar hayra alamettir bilinmez tatil ve özellikle yemek fotoğraflarını özler oldum. Sosyal medyayı açıyorum; kan, dehşet, intikam, aradan mübarek Cuma’cılar. Televizyonu açıyorum o bunla görüşecek, bu bunla görüşecek, şurada bomba patladı, bu gün bu kadar insan öldü, aradan Fenerbahçe’nin yeni transferi. Zaman zaman insanın kaçası gidesi geliyor. Buralardan uzaklaşayım da başımı dinleyeyim diyorsa da Sende başını alıp gitme ne …

Continue reading

Midilli

Hikmet Savatlı - 21 Temmuz 2015

Bir bayram tatilini daha damaklarımızda ve ruhumuzda muhteşem lezzetler bırakarak evimize geri döndük. Sevgilim sağ olsun bizleri (ben ve oğlumuz) çok güzel gezdirdi. İster gurme gezisi de, ister dinlence de, ister yeni keşifler de ne ararsan bu dört günlük tatilde hepsi mevcut. İzmir’den araba ile Ayvalık’a, oradan Midilli Adasına yapacağımız yolculuğumuz sırasında sevgilimin yaptığı çalışmalar sayesinde en güzel yerleri gördük ve en şahane yemeklerden tattık. …

Continue reading

Son Oruçlu Kafası

Hikmet Savatlı - 15 Temmuz 2015

Bu ramazan bana biraz zor geldi, geçmiş ramazanlarda ilk gün ve son gün arasında 20- 25 dakika oynama olurken bu ramazan 2 -3 dakika oynama oldu. İzmir’de oruç 20.48 ve 20.51 arasında açılıyordu. Yedin, kalktın, oturdun, kendine gelmen saat 23.00’ü buluyordu. İş için erken kalmak lazım, sahur etmen lazım, su içmen lazım, en önemlisi uyuman lazım… Bölük börçük uykular, yarım kalmış rüyalar son buluyor. Ramazan …

Continue reading

Pazartesinin Suçu Ne?

Hikmet Savatlı - 15 Haziran 2015

Hanımefendiler beyefendiler, bedeninizin ayarı ile oynamayınız. Eliniz ayağınız tutmak istemiyor, gözünüz bir yastık bir çarşaf arıyorsa. Hafta sonunun yorgunluğu üzerinize çökmüşse günlük sıkıntılardan anlaşılacağı üzere bugün günlerden Pazartesi bir başka değilse sendromdur! Hadi ona Türk insanının tüm misafirperverlik duyguları ve sıcaklığı ile merhaba diyelim! “ulan ben senin gibi sendromun, gelmişini geçmişini….!” Hayır! Hayır, öyle değil. “Ooo Pazartesi’ciğim, sen mi geldin başımın gözümün üstünde yerin var …

Continue reading

Ruh ve Beden

Hikmet Savatlı - 10 Haziran 2015

Tarifsiz duygular vardır, bildiğin yaşadığın, yeri gelip gözünden yaş olarak akan, ama bi esnada yaşlı gözlerle seni uzak ufuklara baktırıp tebessüm ettiren… Yaşlı bir bilge olabilmek ya da genç yaşta yaşlı bir bilge olabilmek. Ruhunun yıpranma kat sayısı ile paralel bir durumdur. Bedensel yaş alman yıllık bir olaydır, akrep ve yelkovanın kovalamacasının yıl sonunda bedenin bir yaş almış olur. Tarifsiz duygularla hislendiğinde ise ruhun salisenin …

Continue reading

“Oku” diye ben demiyorum…

Hikmet Savatlı - 3 Haziran 2015

 Evet ben demiyorum, Tanrı diyor “Oku” diye ve ben sen okuyasın diye yazıyorum… Neden bilmiyorum yazılarım zaman zaman beynimin karanlık tarafından çıkıyor hissine kapılıyorum. Aslında kolay değil sonuçta yazı yazmak benim için şu an yapmayı sevdiğim bir hobi gibi. Hani ekmek kapısı olur da strese bağlarsın anlarım. Uzun zamandır bir kitap yazmak istiyorum, ama gel gelelim bunun için pek fırsat bulabildiğim söylenemez. Hani yanında yönünde …

Continue reading

Anılara çerçeve…

Hikmet Savatlı - 26 Mayıs 2015

Hayattan kopyalayıp yapıştırdığın post it’ler ile doldurduğun beyninde bahar temizliği yapma vakti geldiğinde. Her bahar başlangıcında yaptığın gibi aforizma sandığını yeniden aç. Naftalin kokusu kaplasın beyin hücrelerini… Aaah diye iç geçiresi geliyor insanın siyah beyaz resimler gibi anıları görünce. Tanrının güç gösterip yanına alarak seni sınadığını sandığın anılar. Nostalji kuşağının siyah beyaz, ya da soluk renklere çaldığı anılar bunlar. Temizce bir yere koy sandığın yamacına. …

Continue reading