köşe yazısı

Cehaletten Kurtulma Sanatı (CKS 100)

Hikmet Savatlı - 15 Mart 2016

Havaalanında 10 dakika geçirerek ülkenin, daha doğrusu evdeki %50 diye bahsi geçen kitleyi anlamak için yeterli! Şimdi burada yanlış anlaşılma olmasın siyasi bir Propaganda ya da sosyal mesaj verme niyeti ve düşüncesi içinde değilim! Biliyorum ki, bu ülkenin siyaseti ideoloji için değil cep doldurmak için yapılıyor. Arada bir iki tane dürüst is yapmak isteyen adam çıkarsa ya öldürülüyor ya da pasifize edilerek kenara alınıyor. 36 …

Continue reading

Sevgisizlik ayrılıktan daha zor

Hikmet Savatlı - 12 Şubat 2016

Sevgisizlik ayrılıktan daha zor, Biliyorum… Ömür boyu sürecek bir şarkıydın sen ve senin ümüğünü sıktılar! Şubat ayındayız, yılbaşından bu yana; mevsimler, vitrinler ve hayatlar değişti. İnsan doğası gereği her sabah aynı dünyaya farklı düşünceler ve gündemler ile uyanıyor. Yarın yaparım dediğin her işi yapma günüdür “o gün”. İnsan sabah rutinlerinin haricinde bir etken olmadan otomatik olarak işler. Uyanırsın, üzerine bir şeyler giyersin, tuvalete gidersin ve …

Continue reading

Bir varmış bir yokmuş…

Hikmet Savatlı - 21 Ocak 2016

Bir var oluş bir yok oluş, işte hayatın özü budur. Abrakadabra gibi bir yok etme ya da var etme sözcüğü yoktur hayatın. Çocukluktan alıştırıldık bir varmış bir yokmuş ile uyutulmaya. Hep gökten düşecek üç elmayı bekledik, kim bilir kimler muratlarına erecek ve biz onların kerevetine çıkacaktık. Bir nevi masalda bahsi geçen sihirli olayların neticesinde mutluluğu yakalayan kişilerin mutluluğu ile gerdeğe girme hevesimizdir. Başkasının mutluluğu ile …

Continue reading

Acemi Gurme

Hikmet Savatlı - 27 Temmuz 2015

Sözde yaz başı kilolardan kurtulacaktık! Dolaptaki mayonun bana selamı vardı hani, kendini hazırlasın yaz geliyor diyordu… Yaz geldi geçti de o mayo gelmez oldu. Sebep-i gelemeyişi, tamamen benden ötürü. Aslan gibi mayom çekmecenin bir köşesinde yapayalnız dururken ben totoma olan tek mayo ile bu yaz ki performansımı sonuna kadar kullanmaya gayret ediyorum. Tabi sadece mayo’lar değil bin bir para verip, bin bir emek ile aralardan …

Continue reading

Pazartesinin Suçu Ne?

Hikmet Savatlı - 15 Haziran 2015

Hanımefendiler beyefendiler, bedeninizin ayarı ile oynamayınız. Eliniz ayağınız tutmak istemiyor, gözünüz bir yastık bir çarşaf arıyorsa. Hafta sonunun yorgunluğu üzerinize çökmüşse günlük sıkıntılardan anlaşılacağı üzere bugün günlerden Pazartesi bir başka değilse sendromdur! Hadi ona Türk insanının tüm misafirperverlik duyguları ve sıcaklığı ile merhaba diyelim! “ulan ben senin gibi sendromun, gelmişini geçmişini….!” Hayır! Hayır, öyle değil. “Ooo Pazartesi’ciğim, sen mi geldin başımın gözümün üstünde yerin var …

Continue reading

Ver elini Paris…

Hikmet Savatlı - 20 Mart 2015

Sabahın köründe karga kahvaltısını etmeden düştük yollara. Sevgilimin ağzı kulaklarında, benim bir gözüm yatakta, TK bilmem kaç sefer sayılı uçak ile Paris’e gidiyoruz. Hani sabahın körü uçakla gidiyoruz günümüz ölmesin. Yıllarca Amerika’da okuduktan sonra havaalanı faresi olup çıkıyorsun. Nerede ne var, nerede vakit geçirilir, hangi salon rahattır, en yakın çıkış nerededir… Sabahın körü uçağında dikkat edilmesi gereken “tek gözlü dev” sendromuna yakalanan yolculardır. Bunlar genelde …

Continue reading

Fazlalıklarından kurtul

Hikmet Savatlı - 3 Mart 2015

Fazlalıkları atma vakti, malum bahar geldi ve hava mis… Güneş göz kırpıyor, lakin hava sinsi! İnceden bir rüzgar aldın mı mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır. Havanın güzelliğini fırsat bilip hayattan bir beş dakika çalarak bir parka gittim. Hani hep görmüşsündür, beton arasından bir çiçek insanlığa meydan okurcasına bir başkaldırı gibi filizlenir ya. Koca koca beton yığınlarının arasındaki küçük parklar da gözüme bir an öyle …

Continue reading

Bakış açısı

Hikmet Savatlı - 3 Mart 2015

Hikayeler bize verilen hali ile neden “mutlu son” ile biter? Eğer hayattan bir kesit, hikaye ile alınmak istese, hayatı anlatabilmek adına neden “mutlu son” kullanılır? Peki, hayat sence “mutlu son” mudur? Tavşan ile kaplumbağa hikayesini ele alalım istersen. Bize neleri öğütlüyor? Tavşan gibi aylaklık etme, yavaş ve emin adımlar ile hedefe git! Karga ile tilki hikayesinde ise dalkavukların gazına gelmemeyi öğütler. Hep tek boyutlu değil …

Continue reading

Sağlık için narenciye için…

Hikmet Savatlı - 19 Şubat 2015

  Doğallıktan uzaklara yerken açalı beri insanlık yeniye hasretle koşar oldu. Hatırlar mısın bir ara konsantre meyve suyu ne kadar modaydı? Sokaklarında narenciye ağaçları bulunan şehrin insanları için bile kahvaltı masalarında veya dolaplarında bulunan konsantre meyve suları onları dalından meyve koparıp sağlıkla, tazelikle o meyveyi yiyen insanlardan ayıran bir statü göstergesiydi. Televizyondaki reklamlar insanın içindeki arzuları tetikler ya… Ananem bile bir baktım konsantre portakal suyu …

Continue reading