
Her Türk asker doğar diye büyüttüler bizi, vakti zaman geldi elimize verdiler tüfeği gönderdiler asker ocağına.
Askere giden biri olarak sivil hayatta atom mühendisi olan ve atomun çekirdeğini bölmeye çalışan adamın eline ikiye bölmesi için bir somun ekmek vermeyeceklerini söylemeliyim!
Tüm eğitim hayatımın tarih dersi ozeti; atalarımızın üç kıtada at koşturarak kılıçlarını Allah’ın adı ile kâfirin göğsüne saplama azminden ibaretti…
Osmanlıyı koy bir köşeye! Kurtuluş savaşı ve kan ile alınan topraklara Misak-ı Milliye gel…
Atalarımızın çocuklarıydık biz süngümüzü kafire saplamaktan çekinmedik! Şahadet en kutsal mevkiydi bizim için cennette Hz. Peygamberimiz yanında yer vaad edilmişti bizlere…
Sosyal medyada gördüğüm bir taziye İlanı “şehidimizi şahadet mertebesine ulaştığından ötürü tebrik ediyoruz” şeklindeydi.
Gencecik çocuklar, hayatlarının en güzel günlerini daha yaşayamadan koparılarak yaşamları ellerinden, nefesleri ciğerlerinden alınan şehitlerimiz…
ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ!
Yalan…
Şehitler ölüyor kardeşim, bu işi meslek edinmemiş ana kuzuları bu vatandan koparılıyor!
Yarın TV den izleyeceğiz cenazeleri, belki bir devlet büyüğü çıkıp “Rabbim bana da şehitlik nasip etsin” diyecek.
Kalabalık güruhlar oluşturup, savaş baltalarını gösterecek, gündemi meşgul edip aralardan derelerden ne gelir diye düşünürken kapalı kapılar arkasında kukla oynatanların ellerini nasıl ovuşturduğunu ağızlarının suyunun nasıl aktığını göremeyeceğiz.
Yine söylüyorum; açılım dedikleri popomuzun birilerine açılımıdır…
Benim askerim tabut içinde yatarken, karısı/anası/evladı/kardeşi tabut başında göz yaşı dökerken 3 kuruş için vatan satanlar kahraman olmamalı…
Biz bunu da unutacağız, Aylan Kurdî’yi nasıl unuttuysak, Berkin’i nasıl unuttuysak, Özgecan’ı nasıl unuttuysak,
Tüm acılarımızı “Vatan sağolsun” diye iki kelimeye sığdırıp kendi değerlerimizi nasıl unuttuysak bunu da UNUTACAĞIZ…
Hikmet SAVATLI | The Wisdom