Şubat 2016

Keşke hayat sosyal medya kadar basit olabilse…

Hikmet Savatlı - 24 Şubat 2016

Yakın-uzak pek çok insanın birbirini takip ettiği bir zaman akışında hayatın gerçekleri olduğu gibi bir arada akıyor. Kahkaha dolu bir anı, sonra bir ameliyat, kayıp aranıyor, memleket elden gidiyor, bir gazete kupürü, doğum ve ölüm… Parmağının tek hareketi ile karmaşık yaşamlar arasında istediğin gibi gezebilir, yorum yapıp beğenebilirsin. Sen ne anlatmak istersen, dinleyen/okuyan/beğenen mühim olmadan paylaşım yapabiliyorsun. Bakış açısı sana kalmış ister hislenerek, ister hasetlenerek! …

Continue reading

Cote D’Azur

Hikmet Savatlı - 19 Şubat 2016

Nice Gezilecek Yerler “Gittiğim her yeri özlüyorum” Bir gezgin atasözü… Bundan tam on yıl önce düşmüştük Cote D’Azur yollarına. St Tropez’den Monte Carlo’ya uzanan Fransız Riviera’sından İtalya’nın kalbi Roma’ya kadar bir gezi yapmıştık. On yıl sonra kendimize fırsat yaratarak sadece Cote D’Azur’u köy köy gezelim istedik. Bu sefer iki kişi olarak gezdiğimiz yerlerde oğlumuz ile birlikte gezeceğiz. İlk olarak yazmam gereken şey, sürekli çocuğunu yanında …

Continue reading

Ankara’da Gündem

Hikmet Savatlı - 17 Şubat 2016

Soru: Yas ilan edildi mi? Gerçek: Suudi Arabistan Kralı öldükten sonra 3 gün yas ilan edildi! İkilem: Gaziantep, Sultanahmet ve Ankara’daki (2) bombalı saldırıda kayıplar sadece rakamlardan mı ibaret? Yoksa maytap mıydı patlayan? Dolar, Euro, Sterlin aldı başını gidiyor. İstikrar ve güven var mısın yok musun gibi olmuş! Köşe kapmaya oynuyoruz adeta. Millet gözümün üstünde kaşım var diyerek döviz alırken Türk parası yine Monopoly parası …

Continue reading

Sevgisizlik ayrılıktan daha zor

Hikmet Savatlı - 12 Şubat 2016

Sevgisizlik ayrılıktan daha zor, Biliyorum… Ömür boyu sürecek bir şarkıydın sen ve senin ümüğünü sıktılar! Şubat ayındayız, yılbaşından bu yana; mevsimler, vitrinler ve hayatlar değişti. İnsan doğası gereği her sabah aynı dünyaya farklı düşünceler ve gündemler ile uyanıyor. Yarın yaparım dediğin her işi yapma günüdür “o gün”. İnsan sabah rutinlerinin haricinde bir etken olmadan otomatik olarak işler. Uyanırsın, üzerine bir şeyler giyersin, tuvalete gidersin ve …

Continue reading

Çay koydum, Gel…

Hikmet Savatlı - 6 Şubat 2016

Ne güzel bir davettir. Değişik şekillerde demlenir, farklı tatlar içerir ama bu coğrafyada çay tek bir amaç için yapılır. Dostluk için… Her esnafın dükkanın açtıktan sonra yaptığı ilk iş çay demlemektir. Yanına bir simit, biraz ekmek peynir, olursa poğaça tadından yenmez. Konu konuyu açarken bardaklar dolar dolar boşalır. Aman fazla demli olmasın çarpıntı yapar. Duymuş ve yaşamışsındır; “buyurun bir çayımızı için” ile başlayan küçük yerlerde …

Continue reading

Gece, ben ve içimdeki çocuklar

Hikmet Savatlı - 4 Şubat 2016

  Yine çöküyor gecenin karanlığı, Korkmaz gayrı içimdeki çocuklar ama; Zift karası gece… Güneşi dünyanın taa öteki yanına gönderip de; Koşa koşa, yanıma geliyor. Dert karası gece… Batan güneşteki gölge gibi büyüyor, Ufuktaki son aydınlıktan ayrılıp da; Usul usul üstüme çöküyor. Dehliz karası gece… Kimseler yok etrafta, Yırtarak soyuyorum bedenimi, Karanlığın içinde bir kıvılcım olsun ruhum! Lakin, ayak sesleri kulağımda, Hastalıklı bir rüzgar esiyor, Karanlığın …

Continue reading

Disney World mü Real World mü?

Hikmet Savatlı - 2 Şubat 2016

Aren Ege gittikçe büyüyor ve gittikçe merak ve zevkleri artıyor. Öncelikle herşey Mickey Mouse ile başladı. Biz de anne baba olarak çocuğumuz ile oturup çizgi filmleri izlemeye başladık. Beraber izleyip beraber çıkarımlar yapıp, Mickey’nin bize öğretmen olmasının keyfine varıyorduk. Televizyonda aynı bölümleri 15 kere izlediğimiz halde “bi daha” ya da “bu son” demesi hoşumuza gidiyordu.   Bir zaman sonra Mickey’den başka arkadaşlarımız olmaya başladı. Spiderman …

Continue reading

Suriye – Toledo – Amed Üçgeni

Hikmet Savatlı - 2 Şubat 2016

Suriyeliler için bir kamu spotu dönüyor televizyonda. Hadi onlara bir yardım eli uzatalım da şöyle şöyle yapalım… Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Suriyeliler için bilmem kaç milyar dolar harcadıklarını geçen gün açıkladı! Şimdi… Önce suriyedeki Türkmenler derdimizdi, şimdi memleketimizdeki suriyeliler! Bu aklıma Jomo Kenyatta’nın şu sözlerini getirdi. Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık …

Continue reading