Yasaksa yasak!

Hikmet Savatlı - 26 Mayıs 2015

AYŞKIM

Hikmet Savatlı - 26 Mayıs 2015

Anılara çerçeve…

Hikmet Savatlı - 26 Mayıs 2015

Hayattan kopyalayıp yapıştırdığın post it’ler ile doldurduğun beyninde bahar temizliği yapma vakti geldiğinde. Her bahar başlangıcında yaptığın gibi aforizma sandığını yeniden aç.

Naftalin kokusu kaplasın beyin hücrelerini…

Aaah diye iç geçiresi geliyor insanın siyah beyaz resimler gibi anıları görünce. Tanrının güç gösterip yanına alarak seni sınadığını sandığın anılar. Nostalji kuşağının siyah beyaz, ya da soluk renklere çaldığı anılar bunlar. Temizce bir yere koy sandığın yamacına. Deş biraz daha, bakalım neler çıkacak. Yaşamın boyunca yaptığın çılgınlıklar, hızlıca ve uçarak güve gibi, çıkabilir aralardan. Bırak onları gitsinler zaman sana yeni güveler kazandıracaktır elbet.

Çocukluğuna kadar git mesela… Gelen misafire yapılan pasta börek çörek çalmak için yerde sürünen bir tırtıl olduğun günlere. Yiyip yiyip hiç doymadığın, zayıf kaldığın koltuktan koltuğa maymun gibi atladığın günlere git. Çıkar çocukluk anıları kutunu o sandıktan, içerisinden çıkan bebekken giydiğin Mickey’li t-shirt’ünü omuz yerlerinden tutarak çırp. Anıların, sofrada kalan ekmek kırıntıları gibi sağa sola dağılsın. Çocukken odanı dağıttığın gibi bir güzel yayıl odaya. Tüm ev senin oyun alanın olsun. Anılarından bir tanesini al, pervaneli uçak olanını mesela onunla koşarak balkona çık ve rüzgarın onun pervanesini döndürmesini keyiflenerek izle.

Geri dön sandığın başına, baban ile sıra bekleyerek bilgisayar oynadığınız bir resim gelsin eline. O birlikte oyun oynabildiğinizden, sen onun mutlu olmasından mutlu. Yakalasın seni ve yatakta güreşmeye götürsün. Şike şaibe kural kaide olmadan senin kazanmana müsaade etsin.

Annenin sana hamileyken çekildiği ve ya babası öldükten sonra çekilmiş gizli gizli ağlarken ki bir resmi bul mesela ve iyice gerilere gittiğinde o resmi senin çektiğini hatırla. Sonra bu yaşına gel ve onun acılarını anlamaya gayret et!Kardeşin ile evinin balkonunda bisiklete bindiğiniz, onun küçük diye bisiklet yerine arabaya bindiği resme git. O zaman belki arabaya sen binmek istiyordun ama şimdi anlıyorsun onun küçük olmasından dolayı arabaya bindiğini.

Burnuna o günlerin kokusu gelsin, adana sıcağında gece boyu buz gibi klima ile soğutulmuş odadan koridora çıktığında o burnuna gelen sıcaklık kokusunu. Yazlık moda geçilirken kaldırılan halıları, yazlık kışlık kargaşasını…

Şimdi hepsini kronolojik sıraya koyarak çocukluk kutuna yerleştir. Onu da sandığının içine ait olduğu yere geri koy. Günü gelince yine güvelerden arındırıp şöyle bir bakacaksın, her anında başka bir anı canlanacak zihninde. Sen de onu oltana vuran bir balık gibi kovana alacaksın. Her bakışındaki yaşın ile anılarını baştan yorumlayacaksın.

Sorma acaba şöyle yapsaydım ne olurdu diye. Olmuş, bitmiş, keyfini çıkar hayatın. Hatasız kul yok ki… Öyle veya böyle her şey olacağına varacak zaten. Eski bir resmi eline aldığında hüzün kadar mutluluğu da görebilmelisin.

Bir gün o resimdeki hüzün ve kahkaha sen olacaksın, iyi hatırlasınlar…

Hikmet SAVATLI | The Wisdom