Bugün geri kalan hayatının ilk günü!

Hikmet Savatlı - 23 Şubat 2015

Var mısın bir kaçamak yapmaya?

Hikmet Savatlı - 23 Şubat 2015

Çocukluğuna biletler satıyorum! Eğer alırsan…

Hikmet Savatlı - 23 Şubat 2015

 

Saklambaç oynayan abi ve ablaların yanında “çorba” statüsü için ekstra ücret talep etmeden, yaptığın kumdan kalelerin tarihe meydan okumacasına, yıkılmayacağı garantisiyle. Her daim yediğin pasta börek çöreğin damağında bırakacağı lezzetin aynı olacağı ve aynı masum kahkahaları atacağın oyunlar öneriyorum sana!
Eve ilk defa geç geldiğin zamanki his ve onun yanında arkadaşlarla ilk sabahladığın gece…
Atlı karınca mı? Pamuk şeker mı? İlk aşkın mı? Gel vatandaş gel!
Akıllara zarar bir dünyanın kapısındasın, korkma! Gel çocukluğuna sen de bir bilet al. Masum ve bir o kadar acımasız bir dünyanın kapılarını sonuna kadar açıyorum sana.
İlk uzuneşeğin, ilk barbie’in yada ilk öpücüğün hepsi burada!
Kuyruğuna teneke bağladığın köpek, yada seni tırmalayan kedi, hepsi burada! Yaşın kaç olursa olsun, ne olursan ol gel!
Aynanın karşısında saçındaki beyazlarına, yüzündeki kırışıklara aldırmadan gel! Yağmurlu bir günde, üzerine sigara kokusu sinmiş deri montu ile ziyaretine gelen dayı’nın, koşarak kucağına atladığın gibi gel!
Çocukluğuna gidiyoruz, anılarında yolculuk edeceğiz!
Misafirlikte, kimseye görünmeden, masa üzerindeki pastadan bir parmak yalamak için yaptığın gizli operasyonlardan. Arkadaş grubundaki dışlamalar ile gelişen gizli lobi ve grupçuluk çalışmalarından bahsedeceğiz.
“yabancılarla sakın konuşma” diye verilen öğütlerden ve tanımadığın bir ortamda bulunduğun ilk günden bahsedeceğiz.
İspanyol konkistadorların aradığı “gençlik çeşmesi” burada vatandaş! Mahallede adını bilmeden yakan top oynadığın, eteğini kaldırıp kaçan, simidini seninle paylaşan ve hep gıcık olduğun sınıfın en şımarık çocuğu… Hepimiz seni çocukluğunda bekliyoruz. Nasıl mı geleceksin? Evinin yakınlarında yol üstünde muhakkak bir park vardır. Atla bakalım bir salıncağa! Var gücünle sallanırken kocaman kahkahalar at! Hani çocukluğumuzdaki gibi sallanabildiğin kadar hızlı, sallanabildiğin kadar uzağa…
Her ne kadar ağır abi olursan ol, bir gece kulübünde evde kimse yokken yaptığın gibi dans et, 80 kuşağıııı moonwalk yap, hem de beyaz çorapla!
Yılların getirdiği birikimi içindeki çocuğun sırtına koyan bireyler, çabuk büyür elbet. Bizim sizin gibi çocukluğumuz olamadı, imkanlarımız yoktu gibi bahanelerle biraz daha dışlama o çocuğu.
Bedensel saatin tıklamayı bıraktığında geriye hiçbir şey kalmayacak. Bırak içindeki çocuk seni hangi yaşta olursan ol geçmişine götürsün.
Gençliğine dair ne varsa bırak o fırlama çıkarsın onu içeriden! Kızma, elleri senin büyümüşlük çamuruna bulanırsa bulansın!
Unutma o “çorba“ statüsü ile oynuyor!
Sıfatların, statülerin, değil sadece ilk adların olduğu çocukluğuna hoş geldin…
Ben parka kaydıraktan kaymaya gidiyorum. Birinciyim bir allah!

Hikmet SAVATLI