
Ekmek yaşamak için, ölüm insanın bedeni için…
Ruh ve düşüncelerle anılarda yaşanılarak sonsuz olunur!
Ekmek derdinde gidiyordu bi gün, (24 Ocak 1993)
Uğur öldü…
Ekmek peşine gidiyordu, bi gün,(8 Ocak 1996)
Metin öldü…
Ekmek yemeye gidiyordu, bi gün (19 Ocak 2007)
Hrant öldü…
Ekmek almaya gidiyordu o gün, (11 Mart 2014)
Berkin öldü…
Ekmek kazanmaya gidiyordu bu gün, (31 Mart 2015)
Selim öldü…
Yer mühim değil… Meskün mahallerde cereyan eden genelde toplumsal özelde düştüğü yeri yakan, saman alevi gibi, kirit ateşi gibi yanıp sönen, ekmek derdinde birbirinden farklı insanlar.
Terorist dediler gencecik çocuğa, kominist dediler ötekine, ermeni dediler, dediler dediler… Yaftaladıkça yaftaladılar… Uzun yıllardan süregelen ayrıştırmalar (ötekileştirme demek istemiyorum) ile bugün kanıksamadığımız etiket balyaları ile geziyoruz alınlarımızda.
Ayrımcılık yapıyoruz:
Benim partime oy vermiyor musun? Ayrıl!
Benim takımımı tutmuyor musun? Ayrıl!
Benim mezhebimden değil misin? Ayrıl!
Benim dinimden değil misin? Ayrıl!
Benim gibi düşünmüyor musun? Ayrıl!
Ben, benim, bizim! Sen senin sizden ayrılın…
İnkar, inat veya direnme yoluna gidersen ruh bedenden ayrıl deyip helvanı karıyorlar. Bu gün sekiz saat kesilen elektiriğin nedeni bu saate (00:38) kadar hala açıklanmazken, salla gitsin geldi ya elektrik diyebiliyorsun.
Unutmayacağız, unutturmayacağız deyip, sırra kadem basan zihinlerimiz, yaftalardan insanlığına doğru sıyrıldığı gün anlamaya gayret edeceğiz. Bu, şu, o değil İNSAN’dı diyebileceğiz.
İnsan’dı diyebilirsen, ekmek peşinde koşmasına, geçim derdine olmasına kulp takamayacaksın! Ayrıştıramayacaksın onu kendinden, senin gibi o da o gün işine gitmişti, belki karısı ile kavgalıydı, belki kafasında sorunları vardı, belki borcu vardı; ama hepsinin yüreğinde hayata dair umut, geleceğe dair rüyaları vardı; tıpkı senin gibi…
Savaşlar bunlar üzerine, çıkarlar, menfaat ve taktikler hep bunlar üzerine. İçinde insanlık kalmamış, sistemin çarkları tarafından ezilerek posası çıkarılmış bedenlere; ruhundan bir tohum eker, onu ışığın ile besler, şefkat ile sular sabır gösterirsen. Ayrıştırmadan farklarını kabul ederek ahenk ve uyum içerisinde birbirlerinin özgürlüğüne saygı göstererek bir evde yaşayan iki kardeş gibi, herkese eşit yaklaşırsan o posadan bir insan, genelden muasır bir medeniyet yaratabilirsin!
Hikmet SAVATLI