
Bismillahirahmanirahim! (elime, farklı dillere çevrilmiş, kutsal kitabı almalı mıyım?)
Meydanlardaki fiziksel, sokaklardaki bayrak afiş ve pankartların yapmış olduğu kalabalığa, destur demeden evlerimize ekranları başından konuk olan siyasilerin vermiş olduğu rahatsızlığa, gazete ve bilimum iletişim ağından yayınlanan propaganda ve polemiklerin üzerine benim gibi birinin anlatacak çok şeyi var.
Herhangi bir partiye üyeliği bulunmayan, her partiyi aynı doğrultuda anlamaya ve yaklaşmaya çalışan biri olarak tarafsızca konuşuyorum. (şu girişe bakarsan birazdan şimdi bizim bi rabiamız var onu sayalım hadi diyeceğimi sanıyorsan yanılırsın, ben o değilim)
Bu sene atışma görmedim meydanlarda, her seçim olduğu gibi yapılan miting ve konuşmaları takip ettim. Geçen seçimlerde o bunu dedi, bu bunu dedi gibisinden dedikodu ve polemik üzerine yapılan atışmalardan derleme arada vatandaş için ne yapılacağı kısa aralarda anlatılırdı.
Bu seçimde olması gerekeni gördüğümü düşünüyor ve bundan sonraki seçimlerde de böyle olmasını istiyorum. Benim oyuma talipsen bana ne yapacağını anlat kardeşim! Ben uğraşamam “ortaoyunu” tarzı muhabbetle. Oldu olacak birer altın getirelim her mitinge dedikodu dinleyip altın günü süsü verelim!
Ata sporumuzdur, çamur at izi kalsın o düşünsün demek. Lakin bu seçimde çamur da attılar, çirkefte lakin yıllar sonra meydanlarda centilmen bir beyefendi görmek inan hoşuma gitti! Hiç uğraşmadı, ben bunu yapacağım dedi, dediklerini destekler açıklamalarda bulundu polemik isteyenlerin seviyesine inmeyerek bana göre benim istediğim duruşu sergiledi.
Yukarıdan bakmak ne demektir? Bir insanı küçültmek, küçümsemek onu diğerleri önünde küçük düşürerek aşağılamak nedir? Sorularının cevaplarını yine bu sene meydanlarda gördük. Hani desek ki hasımlar birbirlerini görmüyorlar, konuşuyorlar ve ilk karşılaştıkları yerde birbirlerini ettikleri hakaretlerin hesabını sormak için yakalarına yapışacaklar, kabul! Yarın meclis açıldığında yan yana oturacak ve hiçbir şey olmamışçasına karşılıklı nezaket edilecek.
Politika bu mudur? Hayır! Bana göre bu kahve kültürüdür! www.benherbokubilirim.com sitesini referans göstererek her konuda fikir sahibi olan bir tolumdan bundan başka bir görüntü çizmesini beklemek bana göre hata olur.
Kaldı ki balık hafızalı bir toplumuz, her şeyi üzerine toprak atarak unutmaya meyilliyiz. Öyle olmasak zaten bu oranları konuşmaz, insan merkezli, Maşallahı olan bir Türkiye’de yaşardık!
1961 senesinde 129 günde yapılmış olan yerli malı bir araba var(dı). 2015 senesinde bugün hala yapılamadı. Şimdi biri çıkıp ne oldu bu iş diye sorsa, sen tamircinin yanında mı yetiştin bre heeeeeey! Deyip hindi gibi kabarılacaktır! (tabi bu noktada aslında arkalardan/yükseklerden şöyle başka bir ses yükselecektir, “eeeeeeeeeeei bi kendine gel be! Yahu sen kimsin?” sonrası inşallah, maşallah bitti gitti.) tabi ne araba ne bişey, Türk markası ile Türk malı araba… var mısın? Yok musun? varım diyooor! Ama aslında yok…
Belki de göğüsün kabarıyordur, oh ne güzel koydu lafı diyorsundur, unutma bu muhabbetin ister istemez içindesin. Senin evladın okulunda kavga ederken böyle bir muhabbetin içinde kalabilir. Sen ahkam keserken biri sana bu minvalde cevap verirse ne derdin? Siyasi bir figür olabilmek için ne yazık ki bir takım kriterler aranmıyor. Siyasi figürün örnek olacağı toplumun her kesimince takip edileceği unutulmuştur.
Ben küçükken Süleyman Demirel (Baba), Erdal İnönü, Turgut Özal, Bülent Ecevit (Karaoğlan) ve Necmettin Erbakan vardı. hepsi birbirini bilirdi, yıllarca evlerimize meydanlara konuk oldular. Atışma ve polemiklere girdiler lakin seviyeyi hiç düşürmediler. Erbakan konuşurken Demirel ve İnönü kıs kıs gülerdi, birbirlerine o kadar güzel laf sokarlardı ki onu anlayabilmek için üzerinde düşünme hissi uyanırdı.
Meclise dört parti girecek, vekil sayıları geçen seçime göre yeniden ayarlandı. Bir parti sadece ne yapacağını anlattı, biri seni başkan yaptırmayacağız derken etnik köken bakımından sağdaki izdüşümü ile aynı noktada buluştu (bana göre). Meydanlarda iki kişi ile yarışmaya katılan diğer parti ise siz hiç bi b*k yapamazsınız ben bunları yaptım hodri meydan dedi.
Bitaraf olanlar ve o taraf olmayanların seçimiydi bu seçim. Dahası için bekleyip göreceğiz.
İdeolojilerini bir tarafa bırak, ne sağ ne sol, amaç başkanlık sisteminin önüne geçmiş olmaksa eğer, bana göre memleket kazanmıştır.
İşin ilginç tarafı, oy vermek ile bitmedi bu sefer, bir cümlemiz verdiği oy çalınmasın diye icraatın içine girdi. Şunu da açık seçik ifade edeyim, istikrar sürsün, memleket yürüsün gibi kulaktan dolma, altı boş monologlar ile bana gelme, ülkenin genel resmine bak ve ne demek istediğimi anla.
kendine saman bile yapamayan! ithal eden bir ülkede, bütün üretici (en büyüğünden en küçüğüne)kardeşlerime plaket vermeleri gerekir!
Bizim ihtiyacımız olan böylesine beyefendi siyasilerdir, partisinin oy oranı %0.9 düşmüş üç vekili eksilmiş olabilir. İllaki kendisine bayrak açacak kişiler de olacaktır. İktidar olmak, başbakan çıkarmak sence ne kadar başarıdır? Bazen kazanmasan da kaybetmiş, kaybetmişken de kazanmış olabilirsin. Bazen hiç bir şey olmaz hayattır bu! Lakin bana göre galiptir bu yolda mağlup…
tüm ideolojiler “Yaşanacak Bir Türkiye” üzerine olmalıdır.
Hikmet SAVATLI
Seçim sonuçlarını sen karşılaştırır işin matematiğini bana anlatırsın.
2015 SEÇİMLERİ AKP -> %40,70 2011 SEÇİMLERİ AKP-> %49,95
2015 SEÇİMLERİ CHP-> %25,16 2011 SEÇİMLERİ CHP-> %25,94
2015 SEÇİMLERİ MHP->%16,50 2011 SEÇİMLERİ MHP->%12,98
2015 SEÇİMLERİ HDP-> 12,99 2011 SEÇİMLERİ BAĞIMSIZ (HDP) ->%6,58
2015 SEÇİMLERİ SP->%2,07 2011 SEÇİMLERİ SP->%1,25