#ZekiAlasya

Hikmet Savatlı - 11 Mayıs 2015

Zeytin dikmek lazım…

Hikmet Savatlı - 11 Mayıs 2015

Düğün – Davet

Hikmet Savatlı - 11 Mayıs 2015

Her canlı bir gün düğün ve davet organizasyonunu tadacaktır…

Bu tadımlık organizasyonlar zamanla damağında birikerek kendi organizasyonlarını yaptığın kendi düğün ve davet etkinliğinde taçlanacak ve daha sonra katılacakların ile devam edecektir. Şimdiden söyleyeyim bunun bir sonu yok. Doğumun ve ölümün dahil her türlü olayda bir etkinlik mutlaka organize edilecektir.

Geçtiğimiz hafta sonu Marmaris’te Rotary 2440. Bölgenin bölge konferansını İzmir Güzelyalı Rotary Kulübü olarak muhteşem bir organizasyonla gerçekleştirdik. Yorgunluğumuza değen muhteşem bir konferans yaptık. Kulübüm ile gurur duyarken değerli ağabeylerimden aldığım öğütler ve yaptığımız paylaşımlar ile “dostlar” arasında olduğumu Rotary’nın ne denli büyük bir aile olduğunu bir kere daha gördüm. Yıllarca beni, interact’tan başlayarak, Adana Rotary’nin her türlü organizasyonuna götürerek en sonunda beni Roteryen yapan Rahmetli Zeki Amcamı (SAVATLI) anarak rahmetler diliyorum.

Konferansı Marmaris’te yapmış olmak, sanıldığı gibi deniz güneş ve kum değil, takım elbise, koşuşturma ve yorgunluk anlamına geliyor. Sevgilim ile Mayıs ayının başında bodrumda açtığımız havuz/deniz sezonunu Marmaris’te yarım saat olsa da denize girerek açtığımız için mutluyuz. Onu da oturumlar arası yemek molasında koşa koşa gidip mayolarımızı giydik denize atlayıp geri geldik…

Konferansın son gecesi yaptığımız gala yemeğimiz bana göre muhteşemdi, Neco şarkıları ile bizlere harika bir gece yaşatırken, Rotaryen abilerim pistte ne döktürdü. Biz sevgilimle bulutların üzerinde kısa bir dans ettikten sonra tekrar yerimize oturduk. Gece epey uzadı, kolay değil dört beş günün yorgunluğu kolay çıkmıyor.

Üç aşağı beş yukarı katıldığın Gala yemeği, iftar yemeği, parti yemeği, düğün yemeği ve bilimum yemek merkezli organizasyonları bir düşün? Temalar ve bütçeler göz önüne alındığında ucu olmayan bir sektörden bahsediyorum. Hangi otele gidersen git, standart masa örtüleri ve süslerden bahsediyorum. Hani gitmiş bulunduğumuz otelde dışarıdan bir süslemeci ile anlaşmazsan o örtüler, suplalar, sandalye giydirmeleri ve süsler ile aynı tarz yemekleri yiyeceksin.

Organizasyondaki konuşmalar, aktivitenin boyutuna göre farklılıklar gösterecektir. Söz konusu bir düğün ise, ailenin evlenmeyi daha düşünmeyen fakat yaşı geçmiş kızına/oğluna (evde kalmış demek istemiyorum) mahalle baskısı tadında çapraz sorgulamalar yapılırken; anneler, evlenme vakti gelmiş oğullarına, ya da yeğenlerine potansiyel gelin arama yarışına girerler!

Düğün repliklerini her düğün isimleri değiştirerek kullanabilirsin! Özellikle anneanne/babaanne seviyesindeki yaşlı teyzelerin anlaşılması güç bir evlendirme arzusu bulunur. Düğünden düğüne görüştüğün akrabalarını ve bitmek bilmez sorularını bir hatırla!

-“söyle bakalım kerata ne yapıyorsun?”

-“Ayşe teyze Nobel barış ödülü aldım!

-“Peki, ne zaman evleneceksin?”

-“Ayşe Teyze, anti maddeyi bulmakla kalmayıp çıkan sonucu ikiye böldüm!”

-“Peki, yok mu hayırlı bi kısmet?”

-“Ayşe Teyze, yanan bir binadan iki kişiyi sırtımda taşıyarak kurtardım!”

-“kız arkadaşın da mı yok!”

-“Dünya üzerinde ne kadar aç ve hasta çocuk varsa onları besleyip tedavi ediyorum!”

-“bak şurada bir kız var, Fatma Hanımın torunu!”

Dervişin fikri ve zikri, sen ne yaparsan yap seni kendi kurduğu ray sistemi üzerinden istediği sonuca götürmek üzerinedir. Bu replik uzar da uzar.

-“daha şu kadarcıktın ulan kerata” dan tut,” zaman ne çabuk geçiyor değil mi?” ye kadar uzanan hepimizin yaşadığı ortak toplumun klasik geyiklerinden bahsediyorum. Ne yazık ki bunlardan kurtulmak mümkün değil.

Düğünlerdeki organizasyonu kız ve oğlan tarafı diye bölebilirken, başka organizasyonlar içinde illa ki bölünmeler olacaktır. Saf tutmak, her daim yaşanan bir durum bu vesile ile benden bir tavsiye, sen eğlenmene bak! Çünkü biri hep sana konuşacak, seni konuşacak, sana gösterecek ya da seni gösterecek…

Düğün olmasa bu organizasyon, doğum olsa ya da doğum kadar normal ölüm olsa! (cenaze ortamında şu hanım kız kimmiş maşallah pek hoş, deyip onu dıdısının dıdısına soran teyze gördüm yahu!)Aktivite akrabaları, çürütene kadar aynı bölgeye aparkatları sıralayıp, kelebek gibi uçup arı gibi sokarken sen ne yazık ki koskoca bir gülümseme ve yapmacık nezaketin içinde köpüreceksin. Kahrolasıca örf, adet ve yapmacık nezaket diyerek daha da sırıtacaksın.

Çok şükür günümüz dünyasında iyileştirmeler sürekli güncelleniyor, bundan bir vakit önceye kadar büyüklerin yanında ayak uzatılmazdı! Trafik kazası geçirmiş bir adam odaya bir büyük girince doktor ne kadar kımıldama dese de yerinde doğrulmaya çalışırdı! Büyüklerin yanında özgürce konuşamazdın, sanki hiç fikrin olamazmış gibi davranılırdı! Yaş aldıkça birey ve insan olduğun sanılırdı bu toplumda; biliyorum ki bazı yerlerde hala öyle ama yine de olsun, “b*k kadar velet sen ne bilirsin ki! Demeden özgürce konuşabilecekleri ortamlar yaratmalı gençlere!

Hayal dünyalarının üzerine bu zihinde hayal kurmak tehlikeli ve yasaktır tabelaları koyarak kilitlememeli genç beyinleri.

Bu sorulardan kurtulmak imkansız gibi geliyor! Kaldı ki okuldaysan, okul ne zaman bitecek, okul biter askerlik, bir toplumdaki yaşlıların hepsine küçükken gizli bir görev olarak gençleri evlendirin misyonu mu verdiler anlamak hayli güç! Okul ve askerlik arasında, kısmet! Askerden gelirsin evlilik, evlenirsin çocuk… Oh çok şükür soruların ardı arkası kesildi diyecek gibi olursun, misyonunu üreme ve evlendirme üzerine kurmuş bir yaşı geçkin, buna bi kardeş lazım diye çıka gelir…

Cevap mı verirsin sabaha mı bırakırsın?

Sabaha bırak canım kardeşim…

 

Hikmet SAVATLI | The Wisdom