
Nereden esti bilmiyorum ama kafada tutmaktansa yazıya dökmenin daha sağlıklı olacağını düşündüğümden böyle gastronomi/gezi yazıları yazmanın bana iyi geleceğini düşündüm. İzmir’in yarım ada tabir edilen bölgesinin en kuzey noktasına gittik. Karaburun İzmir’den araba ile bir buçuk saat mesafede bulunan bir sahil belediyesi. Hani belediye dediysem, gidersen göreceksin ki tam bir sayfiye kasabası. Sevgilim ile kendimizi yunan adalarında sandığımız güzel bir kafa dinleme noktası.
Aslında bu Ata’nın yerine ikinci gidişimiz, evde Vedat Milor, Mehmet Yaşin, Ayhan Sicimoğlu kim varsa her programını kaçırmayıp izlemeye gayret eden biri olarak; onların gittikleri yerlere ve tattıkları yemeklerden tatma misyonumuzu sürdürüyoruz. Bizim evin esas Gurmesi sevgilim olduğundan benim işim çok kolay oluyor. Gidilecek yenecekleri o bulur ben ise ulaşım ve yeme işini hallederim.
Gittiğimiz yerlerde yerel tatlar deneyelim, dünyanın yerlisi olalım diye çıktık aslında. Atıyorum, Eskişehir’e gittik oh oh oh gelsin Çiğbörekler ha bide Abdusselam var anlatılmaz yaşanır!
Şehir dışından gelen misafirlerin de talep etmesi ile, yine yeni yeniden düştük yollara. İlk gittiğimizde başarısız bulduğumuz yemekleri (kendi damak tadımıza göre tabi) kendimize göre eleyerek siparişlerimizi verdik.
Ekibimiz kalabalık, en gencimiz 23 aylık oğlumuz Aren Ege en yaşlımız sevgilimin 28 (yirmisekiz) yaşındaki Ananesi. On kişiyiz, seçimi işin ehline yani bize bıraktılar. (sevgilime bıraktılar aslında ben de “buzlu, limonlu kola” gibisinden bir iki bir şeyler söyledim canım ;))
“Little little but everthing in the middle”
Ne yapayım öyle oluyor ama… Daha önce geldiğimizde yaptığımız araştırmalarda keçi peyniri ile yapılan bir mezenin orada çok tutulduğunu öğrenmiştik. Keçi peyniri, kendi kulvarında değişik bir tattır ve bölgelere ve yapımına göre tadında değişiklikler gösterir. Bana sorarsan ben Ata’nın yerindeki o mezeye ince dilim halinde kesilmiş yeşil elma koyarak servis ederim! Geçen seferde hepsini ben yediğim için bu sefer severseniz söyleyelim dedim, pek bi rağbet görmedi. Üstünde durmadık.
Mezelerden; Tahinli Patlıcan ezme söyledik ve bu gerçekten beğendik, her ne kadar ben işin içinde patlıcan olunca hafiften bir odun tadı almak istesem de hakikaten güzeldi. Hardallı balık, ben sevdim! hardal, kapari ve turşu balık ile iyi uyum sağlamış (taneli hardal yerine ballı hardal ile yapılsa nasıl olur acaba?) Semizotlu yoğurt için söylenecek pek bir şey yok. Mevsiminde kaya koruğu inanılmaz lezzetli oluyor bu akılda kalması gereken bir nokta! Ben Kaya koruğuna hep burun kıvırırdım, nedense hep ot gibi gelirdi, ama burada tadı varmış onu gördüm. Ne yazık ki mevsimi değildi. Yeşil domatesli mücver ve bize Ermeni Mezesi olduğu söylenen Topik… Topik’in dışı nohut ile hamur gibi açılıyor içine tahin konuyor, üzerine biber koyup getiriliyor. Bana göre fena değil, tabi burası ege, Antakya’da olsa bence bunu tereyağında biberle bi çevirirler, yağlı yağlı uçar gider 🙂
Mezeler gelmeden bi deniz yaptık, yolu düşenler mayalorını yanlarına alsınlar, deniz taşlı olmasına rağmen, hem dinlendirici hem buz gibi hem de tertemiz…
Gelelim ara sıcaklara…
Önden gelen tadımlık deniz mahsullü böreğin tadımlık yerine doyumluk olmasını isteyebilirsin ama kendini buna mecbur etme daha geride denenecek çok yemek var. Bundan sonra üç çeşit kalamar söyledik. İlk geldiğimizde yediğimiz mürekkepli bebek kalamarın tadının damağımızda kalmasına şaşmamalıyız! Onu takip eden bildiğin kalamar tava, ama yumuşacık! Sonrasında ise kimyonlu kalamar denedik, eğer bir sıralama yapılması gerekirse mürekkep, kimyon ve sade olarak sıralamamı yaparım. Geçen sefer söylediğimiz tereyağlı simi karidesten, ağır geldiğinden, bu sefer uzak durmuşuz.
Bizler genelde mezelerden ana yemeğe fırsat bulamayan tipleriz, hanı bu noktaya kadar zaten okuduklarından doymuş olman gerekir. Tavada fener balığı istedik ve cızırdayarak bir lezzet şöleni önümüze kondu. Daha önce fener balığı yemiş miydim hatırlamıyorum! İçindeki kapari, domates, kırmızıbiber, balık ve sos ye beni diye bağırmakla kalmıyor suyuma da ekmek batır diyordu…
#Biricik #Sevgilim Ayşın AKYARLI SAVATLI’nın beni götürdüğü lezzet duraklarından yazmaya devam edeceğim.
Hikmet SAVATLI | The Wisdom |Gourmet de débutant