hikaye

*Sosyal-i Medya-ı Osmani

Hikmet Savatlı - 9 Haziran 2015

*وسمانلى سوسيال مدياسي Bana göre sosyal medyanın iki tip kullanıcısı var. Benim de içinde bulunduğum dünyaya farklı bir göz ile bakan insanların olduğu grup bir. Bu grup içinde yaratıcı dürtülerin bulunduğu, bakmak ve görmek arasındaki farkı bilerek resim çeken, yazı yazan kişilerden oluşur. Yaratıcılıklarını ufak bir resim karesinden anlayabileceğin gibi yazılarını okuduğunda kafanda bir şeylerin canlanması olasıdır. İkinci grup ise daha çok “bi arkadaşa bakıp …

Continue reading

#taylanınyolu

Hikmet Savatlı - 14 Nisan 2015

Sabahın soğuk saatleriydi, güneş bulutlar arasından gözlerine vuruyordu. Önünü tam göremiyordu, ceketinin yakasını kaldırarak atkısını ağzına doğru çekti. Kafasını, güneşten kaçmak için yere doğru eğdiğinde yerde bir bilet gördü! Aslında böyle şeylerle ilgilenmezdi, ama merakla eğilerek bileti yerden aldı.   Asrın tiyatrosu, buralara yakındı üstelik bilet bu akşamki bir oyunaydı. Etrafına bakındı… Belki sahibi gelir alır diye bileti yüksekçe bir yere koydu. Saatine baktı, otobüsün …

Continue reading

Yüzme

Hikmet Savatlı - 3 Nisan 2015

Bazen bir of çekiyorum. Karşıki dağlar sallanıyor, derdim bana koşar adım geri geliyor! Evrenin derinliklerine sesleniyorum -“kimse var mııııııııı?” derinlerden bir cevap geliyor (burada yokuz s**tir giiiit) -“kimse var mıııııı?” ve anlıyorum ki bu koskoca evrende bir ben ve yanımda dostum yalnızlığım var. Sallıyorum külliyesini, Rabbini, Muhammedini, kitabını, gelmişini geçmişini ve karşıki dağlar bana geri geliyor. Baktığım bu gökyüzü ve dahi beni sarıp içine alan …

Continue reading

İlk ve son adım…

Hikmet Savatlı - 3 Nisan 2015

-ilk adımlarını şurada atmıştı, uzun uzun baka kaldığı yatak odasının ucundaki sehpahayı göstererek ellerini bıraktı ve bana doğru geldi. Yolun yarısında sendeleyerek düşer gibi oldu, kollarını havaya kaldırarak: -nne dedi ve sustu kadın. Gözlerinden ince bir damla yaş döküldü. Suratını yırtarcasına hızlıca yanağından boynuna süzüldü. Bir elinde tuttuğu minik tsirtü sıkıca, bırakmak istemezcesine tutuyordu. Dizinin üzerinde avucu yukarı bakan elini yüzüne götürerek yanağındaki yaşı yüzüne …

Continue reading

Bora ve Barış

Hikmet Savatlı - 8 Ağustos 2014

Ceplerini yokladı genç adam belli ki istediği çiçeği alacak parası çıkmayacaktı. -“teşekkürler kalsın” dedi boğazı düğümlenerek. İsyan etti kaderine, gözü karşı kaldırımda bir apartmanın önünde ekili papatyalara takıldı! Lanet olsun diyerek kendini yola atması ile birlikte acı bir fren ve korna sesi duydu! -“gebereceksin ulan! Kör müsün?” diyordu dolmuş şoförü yolcuların korku dolu suratları, Kadıköy moda dolmuşunda değil lunaparktaki roller costerda olduklarının habercisiydi. Kalbi hızla …

Continue reading

Saki

Hikmet Savatlı - 5 Haziran 2014

Sabah radyoda çalan bir şarkı ardından yazdıklarım… Sabah 5.00 hava daha aydınlanmamış. Gece evsizlerin ve akşamcıların battaniyesi gibi sokakları örterken aynı kâbus ile uyandım… Yine seni gördüm rüyamda. -“baba!” diyerek feryat ederken, ben sana uzanmak için kendimi yataktan attığımda uyandım. Daha yatalı iki saat olmamıştı ama gün benim için yine erken başladı. Uyandığımda ne feryat vardı ne figan. Çığlıklar bıçak gibi kesilmişti. Benim için mezardan …

Continue reading