
Bir rüya bile görmemeli ardından,
Uyandığında gerçeğini göremeyeceğinden,
Rüyanın cazibesi var aslında,
Özlem gidereyim dersin,
Hasret gidereyim dersin,
Ne sarılabilirsin, ne koklayabilirsin,
Yok’u bulur;
Bulur, bulur yine kaybedersin…
Kayıp, rüyada kayıp,
Ellerinin arasından başka dünyaya kayık,
Denizin ortasında sen,
Bense küreksiz bir kayık.
Ağlamakla olsa…
Kuruya dursun gözlerim,
Gözyaşı ile okyanuslar örmekteyim,
Özlem gidermek güzel ama,
Yine kaybolmayacak mısın?
Ağıtlar çoktan sessize döndü,
Ama hıçkırıklar hala boğazda düğüm…
Hala dün gibi!
Hala taze…
Hiç kapanmayacak gibi.
Biliyor musun bu rüyaların da allahı yok!
Gösteriyor, elletmiyor…
Veriyor, alıyor…
Puştluk uykuda bile yakalıyor insanı,
Biliyor, sevindirecek!
Çünkü kayıp ne biliyor yürek,
Koşuyor tertemiz rüyalarda,
Karanlık kabusa dönecek sokakta,
Dayı’sının peşinden…
Yine yakalayamıyor…
Üzülüyor.
Hisleniyor.
Ve ne oluyor biliyor musun?
Nasıl bir his anlatayım mı sana?
Sanki 10 yaşıma dönüyorum,
Kapı çalıyor, koşuyorum…
Tam kucağına atlayacakken birden kayboluyosun…
Özlüyorum.
Be
Dayı’m…
Hem de çok…
Hikmet SAVATLI | The Wisdom