
Hayat kadınlığının dünyanın en eski mesleği olduğu söylenir. Peki, öyle midir? İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar sadece bu meslek mi gelmiştir?
Beki başka meslekler yok mudur? Elbet vardır, bunların bazıları zamanla yok olmuş, bazıları ise ihtiyaçlar doğrultusunda birden bire ortaya çıkmıştır. Bazıları ise birleşerek, bir daldan ayrılan başka kollar olmuştur.
Nedendir insanlığın başlangıcından beri eskimeden günümüze kadar gelebilmiş ve günümüzden sonrasına gidecek bu mesleğin sırrı? Evet, günümüzden ilerisine gidecek diyorum çünkü buna inanıyorum. Bundan elli sene sonra da bu meslek yapılacak ve toplumun hangi yargılayıcı gözü olursa olsun bunu görmezden gelecektir.
Peki, beden midir satılan? Türk filmlerinde bahsi geçen “bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla!” klişesi ne oranda geçerlidir?
Yaşadığımız toplumda bedenin geçici olduğuna olan inancımız ve kendimize göre geliştirdiğimiz ahlaki normlarımız var. Bu çerçevede, birey, bu mesleği icra eden bir kişinin alt kimliğini bilmeden ona gösterdiği nezaket, alt kimliğinin ortaya çıkması ile değişken davranışlarını sorgulamadan eyleme geçme peşine düşer.
Kendini sorgulamadan, yargılamadan, yılların etrafına ördüğü “tabu” duvarlarını yıkarak yasak meyveyi koparma arzusundaki Adem/Havva olur.
Ama hep suçlu kadın olur…
Hiç düşündün mü, hayat kadınının erkeği diye bir şeyin var olduğunu?
Bak şimdi yazının gidişatı burada değişti, az önce karşına şuh bakışlı cinsel bir obje çıkacağını düşünüyordun fakat şu an karşında başka bir imge var!
Kadının erkeğinden bahsetmiyorum, mesleği bedenini değil ruhunu satmak olan adamlardan bahsediyorum!
İnsani meziyetlerini yitirmiş, hırsları peşinde diğerlerinin benlikleri üzerine basarak yükselmeye çalışan, Picasso çizimli kara kalem karikatürlerinden çok sıkıldım.
Hayatta her şey para, makam ve ya mevki değildir!
Müsait bir zamanımda yanıma gel de sana, fahişe ruhunun temizlenmesi için bir nasihat daha vereyim. Üstelik beş para etmez, ruhun gibi Fahiş(e) bir ücrete…
Hikmet SAVATLI | The Wisdom