
Küçük bir mutluluktun bize, ilk tanışmamızda bana göz kırptığında, diğer kardeşlerin gibi üst üste oyunlar oynamaktan ziyade prenses gibi bir köşede duruyordun. Evimize geldiğin ilk gün dualarla kulağına adını fısıldamıştım; senin adın Mocha, senin adın Mocha, senin adın Mocha…
İşte güzel kızım, hayat gözünü açmak, ölüm gözünü kapatmaktır, dolayısıyla hayat bir göz açış kapayıştır.
Yaklaşık 12 yıl bizimle oldun; kendimiz gibi baktık sana, birlikte güldük, ağladık, Doğum yaptık, ameliyata girdik, bacağımız kırıldı, kuyruğumuz kesildi, yolculuk yaptık, uyuduk, yüzmeye gittik, top oynadık, uyandık bir yemeği bölüştük…
O kadar çok anımız var ki;
Yılbaşı günü evde çıkan yangında beraber yanma tehlikesi geçirip sabaha kadar yeni yılın ilk gününde sabaha kadar elektriksiz, buz gibi evde oturmamızı mı?
Eve hırsız girdiği gün senin onları kovalamaya çalışman mı?
Üzgün olduğumda bana gelip zorla sarılmaya çalışmam mı?
Bizi uyutup, yatağımızda tek başına sırt üstü yatman mı?
Serin bir ilk bahar günü, pembe beyaz kareli tasman, mavi beyaz kafesin içinde seninle olmaya başladığımız ilk günden, dün gözlerini kapayıncaya kadar geçen birlikteliğimizde senin mutlu olman için elimizden gelen her şeyi yaptık.
En çok seninle televizyon izlemeyi özleyeceğim sanırım, izlediğin kanalı değiştirince bana havlamanı hiç unutmayacağım.
Belki bu yazıyı okurken hislerimi, ne demek istediğimi yada ne anlatmaya çalıştığımı anlamayacaksınız.
Hepimiz bir gün öleceğiz, bu kesin! Her zaman söylerim yaşayanların en kötü tarafı ölmeleri. Tüm bencillikleri ile ruhani ve bedensel varlıklarını alıp sizi yalnız bırakıyorlar.
Öldükten sonra ne olduğunu hiç birimiz bilmiyoruz bu sebeple her nereye gittiysen senin mutlu olduğunu düşünmek gözyaşlarımı içimde tutmaya yetiyor.
Hayat bu, alışkanlıklar kendini tekrar edemeyince yokluğun daha çok koymaya başlayacak. Eve geldiğimizde karşılama komitesi olmayacak, nasıl olsa Mocha vardır demeyeceğiz. “Yalnız değilim Mocha var, takılıyoruz” diyemeyeceğiz hiç birimiz…
İlk görüşte kanım kaynamıştı, son görüşte bekle demiştim. Gittiğim yer her neresi ise sen bizi bekle güzel kızım bir gün hepimiz senin gittiğin hiçlikte buluşacağız. İşte o gün ben yine topu atacağım sen yakalayacak ve bana getirmeyeceksin!
Eğitime götürdüğümüzde başka köpekler ile sosyalleşmiyor, kendi başına takılıyor dediğinde gülmüştük. Biz zaten senin köpek sevmeyen bir insan olduğunu biliyorduk
Güle güle yatağımdaki düşman, güle güle evdeki tıkırtı, güle güle buzdolabı bekçisi, Güle güle Moki moto mokori motso, moki moki moki mo!
Hayvan deyip geçmeyin zira bir çoğumuzdan daha insan(dı). İçim eriyor, ama söyleyecek söz bulamıyorum.
İyiler zaten hep erken ölür…
Sevdiklerim ölmeyin lan!
Hikmet SAVATLI