köşeyazısı

Disney World mü Real World mü?

Hikmet Savatlı - 2 Şubat 2016

Aren Ege gittikçe büyüyor ve gittikçe merak ve zevkleri artıyor. Öncelikle herşey Mickey Mouse ile başladı. Biz de anne baba olarak çocuğumuz ile oturup çizgi filmleri izlemeye başladık. Beraber izleyip beraber çıkarımlar yapıp, Mickey’nin bize öğretmen olmasının keyfine varıyorduk. Televizyonda aynı bölümleri 15 kere izlediğimiz halde “bi daha” ya da “bu son” demesi hoşumuza gidiyordu.   Bir zaman sonra Mickey’den başka arkadaşlarımız olmaya başladı. Spiderman …

Continue reading

Üzülüyorum o halde insanım.

Hikmet Savatlı - 27 Ocak 2016

Geçenlerde sevgilim ve oğlum ile birlikte Nice’te antika pazarını geziyoruz. Akıl almayacak yaşanmışlıklar satılığa çıkartılmış. Belki kullanılmadığı için belki de ihtiyaç için insanlar biriktirdikleri anılarını satıyorlar. Bir evde içinde yaşanmışlık olan her türlü eşyayı burada bulmak mümkün. Tilki kürkünden çatal bıçak takımına, çerçeveden gramofona. Magazasinda onbin Euro olan çanta bile dört bin euroya burada. Ben biraz fotoğraf çekerim; sevgilim ev için değişik bir şeyler bulursa …

Continue reading

Sultan Ahmet’in başı duman…

Hikmet Savatlı - 12 Ocak 2016

Ey İslam dünyasının 93. Halifesi, Sultan Ahmet… Kardeş katlini yasakladın, “Yeter kardeş katli vacip değildir! Dedin. Memleketimin kalbinde bombalar patlıyor; Uludere (34), Reyhanlı (54), Suruç (33), Ankara (86). İnsanlar ölüyor Soma (301)… #istanbulicinduaet #prayforistanbul Hastagler güzel mi? Bence Populist… Profiline Fransız bayrağı koyanlar şimdi Türk bayrağı niye koymuyor? Öncelikle bizim kültürümüz “Vatan sağolsun”lar üstüne kurulmuştur. Afyon’da askeriye cephaneliği havaya uçarken bile resmi kayıtlarda eğitim zahiyatı …

Continue reading

35 yaşında ihtiyar bir çocuk ruhum

Hikmet Savatlı - 11 Ocak 2016

Sokakta yürüyorum, ellerim ceplerimde. Hava sıkıntılı, yağmur yağdı yağacak. İleride gürleyen bulutlar görüyorum. Görsen bulutlar benden yüklü. Birden bir şimşek patlayıveriyor, aralardan görünen güneş görünmez olurken bulutların rengi kurşuni gümüşten siyaha doğru dönüyor. Yağmur yağdı yağacak; rüzgar, o tarafa gitmemi istemezmişcesine yerden aldığı kurumuş yaprakları üzerime savurup yürümemi engelliyor! Aldırmıyorum… Aklımda tek bir şey var yağmurun altında sessizce yürümek. Saçlarımın arasına giren ilk damladan, kafatasıma …

Continue reading

Sahte Süleyman

Hikmet Savatlı - 16 Aralık 2015

Bu aralar yazma sıklığımın epey düştüğünün farkındayım. Daha önceleri ruhumu ve dirseklerimi masa başında çürüttüğüm sıkım sıkım sıkıldığım bir işim vardı. Peki, nereye kadar giderdi bu süreç? Sınırlı bir sarmalın içerisinde girdap gibi beni içine çekerek körelten, adeta ayağıma pranga olmuş bir silsileden kurtulduğum için çok sevinçliyim. Gel gelelim her ne kadar sıkıcı olsa dahi insan bazı alışkanlıklardan vaz geçemiyor, söz gelimi alışkanlık bir işyeri …

Continue reading

Doğanın Rönesans’ı

Hikmet Savatlı - 12 Kasım 2015

Yıllarca verilmiş temaları kemikleştirerek içselleştirmişiz;  Necip Fazıl’ın “Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan, sonbahar bahaneydi…”demesi yetiyor sana. 31 Ağustos günü herkes ateş böceği! Vur patlasın çal oynasın, aman sabahlar olmasın diye yazlık kıyafeti ile gerdan kıran abiler ablalar; 1 Eylül günü o güzel eğlencede dekor değişmiş, koyu renk kıyafetleri ile Sessiz Gemi’yi söyler olmuş. Resmi olarak ayrılık sezonuna girilmiştir; yazlıklardan, yaylalardan eve dönüş başlamıştır. Bu sebeple anla …

Continue reading

‪#‎vatanısanaböldürmeyeceğiz‬

Hikmet Savatlı - 7 Eylül 2015

  Her Türk asker doğar diye büyüttüler bizi, vakti zaman geldi elimize verdiler tüfeği gönderdiler asker ocağına. Askere giden biri olarak sivil hayatta atom mühendisi olan ve atomun çekirdeğini bölmeye çalışan adamın eline ikiye bölmesi için bir somun ekmek vermeyeceklerini söylemeliyim! Tüm eğitim hayatımın tarih dersi ozeti; atalarımızın üç kıtada at koşturarak kılıçlarını Allah’ın adı ile kâfirin göğsüne saplama azminden ibaretti… Osmanlıyı koy bir köşeye! …

Continue reading

Özgürlüğe Çırpılan Kanatlar

Hikmet Savatlı - 3 Eylül 2015

Özgürlüğe Çırpılan Kanatlar “Öyle ölsem, öyle ölsem ki çocuklar size hiç ölüm kalmasa” Aziz Nesin’in satırları bu sürekli kafamdan çıkaramadığım o görüntüler ile birleşiyor. Gecenin bu saatinde kalkarak böyle bir yazı yazmak, yazabiliyor olmak inan çok üzücü… Karaya vurmuş bir çocuk cesedi… Sıradan bir deniz canlısı olsaydın keşke be çocuk; kimsenin umursamadığı denizanası bile olabilirdin! İçi boş bir deniz kabuğu ya da üzerine basıp geçilen …

Continue reading

Sonbahar ve Ben

Hikmet Savatlı - 2 Eylül 2015

Yaz bitti, kuşlar eve dönmeye başladılar, yakında okullar açılacak ve yazlıkçılar da kuşlar gibi yuvalarına dönecekler. Yaz aşkları, arkadaşlıkları ve anıları sonbaharın ilerleyen günlerinde dönüp baktığında, soğuk günlerde içini ısıtacak. Sabah kalkar kalkmaz en sevdiğin mayonu, kovanı küreklerini alıp denize koşamayacaksın. Pencerenden baktığında kahverengi tonlarında yazdan kalma aldatıcı günler göreceksin. Aslında benim en sevdiğim zamanlar sonbahar ve onunla gelen renklerdir. Oksijeni bol olan yerlerde, yakınlarında …

Continue reading

Fahiş(e)

Hikmet Savatlı - 19 Ağustos 2015

Hayat kadınlığının dünyanın en eski mesleği olduğu söylenir. Peki, öyle midir? İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar sadece bu meslek mi gelmiştir? Beki başka meslekler yok mudur? Elbet vardır, bunların bazıları zamanla yok olmuş, bazıları ise ihtiyaçlar doğrultusunda birden bire ortaya çıkmıştır. Bazıları ise birleşerek, bir daldan ayrılan başka kollar olmuştur. Nedendir insanlığın başlangıcından beri eskimeden günümüze kadar gelebilmiş ve günümüzden sonrasına gidecek bu mesleğin sırrı? …

Continue reading