
Oh be! Söyle ve kurtul çok zor değil…
Bir ihbarda bulunmak istiyorum, Türk milletinin Medeniyet seviyesini kaçırmışlar! Buradan gerekli kurum ve kuruluşları haberdar edip. Değil en yüksek merci, gerekirse Everest’e kadar çıkalım!
Giderek medeniyetin aksi istikamette ilerliyoruz ve bunun farkında değiliz çünkü artık bu duruma alışmışız. İlkokulda istiklal marşımızın “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” cümlesine gülerdim. Anlam bütünlüğü vermeden tek satır alarak kendi dünyamda tek dişi kalmış bir canavar hayal ederdin. Sanırım toplum artık o canavara dönüşmüş hatta dönüşmeyi geçmiş evrilerek başka bir forma dönüşme yoluna girmiş halde.
Neden anlatıyorum bunları?
Ben her zaman “insan” olmaya dikkat ettim, bu amacımın içerisinde bünyemde bulunan kibarlığı önce kendime sonrada etrafımdakilere göstermem gerektiğini hissettiğimden beri; insanlara kibar davranmaya, onları kırıp gücendirmemeye çalışıyorum.
Basit şeyler bunlar aslında, evde çoğumuzun anne ve babasının öğrettiği şeyler. Biz de sevgilim ile oğlumuza öğretmeye çalışıyoruz. 23 aylık çocuk demiyoruz, birinden bir şey mi aldın ne diyeceksin oğlum? İsterken lütfen, aldıktan sonra teşekkür ederim! Bu kadar basit tabi bizimki “teş” diyebiliyor henüz ama olsun…
Televizyonu açıyorsun, herkes birbirine bağırıyor, sokağa çıkıyorsun herkes birbirinden uzak, gençler kulaklarında ipod, bizler akıllı telefonlara gömülmüşüz herkes kendi dünyasındaki sosyalleşerek yaşıyor. Belki de sosyal medya yüzünden biraz “öküzleştik”! Onun sayesinde istediğimiz insana istediğimiz gibi laf söyleme özgürlüğümüz var sanıyoruz! Bizden olmayanları bertaraf edebileceğimizi sanıyor onları anlamadan yargılayarak infaz ediyoruz.
Ben kendimce daha elit bir toplumda yaşama hakkımı kullanmak istiyorum, bu sebeple kaybolan medeniyet seviyesini bulup yukarılara taşıma misyonumu her daim sürdüreceğim. Seni de beklerim, asansöre binerken içeride bulunanlara “günaydın” ve ya “merhaba” diyerek başlayabilirsin. Hiçbir şey bilmiyorsan gözlerinin içine bakarak sıcak bi gülümseme ve baş selamı da yeterli olacaktır. Tabi içinde bulunduğumuz toplumda karşındakinin medeni cesaretinin sana cevap verebilecek kadar yüksek olması gerekmekte. Çok adam gördüm merhaba diyorsun tavandaki ışığa bakıyor! Sanırsın, gerzek herif, Zygon gezegeninden gelmiş fotosentez ile yaşıyor…
Ramazan ayı diye insanları zorlamanın bir alemi yok ama bazen insan dayanamıyor. On altı- yedi saat aç kalan bünyede iftara doğru koordinasyon, refleks kayboluyor. Çayırda gezen inek edası ile bu sıcaklarda bi yalak bulup kafayı daldırasın geliyor. Tam o esnada, karşına çıkan birisi, beklemesi gereken yerde beklemeyip, hayır ben geçeceğim trafik kurallarına göre benim istediğim yere gitme önceliğim var benden başka kimsenin yok kuralına göre hareket edip tüm geliş gidişi tıkadığı noktada kafayı yalağa değil bu öküze daldırmak istiyorsun.
Bunun kibarlığı nasıl olacak dersen, kurallara uy gitsin derim ben. Lakin medeniyetten bi haber olan hemşerim kuralları ne bilsin. Hepimiz ehliyet aldık, hiç birimiz kuralları doğru düzgün bilmiyoruz. Bilmediğimiz gibi öğrenmek de istemiyoruz…
Otobüste yaşlı diye yer verirsin, dönüp bir teşekkür etmez. Asansör gelir, kapıyı açar, buyur dersin inek gibi ortada durup, ot gibi fotosenteze başlar. Araba ile ara yoldan ana yola çıkacaktır, görür, durur yol verirsin, dönüp bi selam bile vermez…
Televizyonda gördüğün “havalı”, “cool” tip olmak için öküz olmaman gerektiğini anlatmak istiyorum. Sonuçta “oha! Hayvan…” şaşmasını söylemeyen var mı? İşte o “hayvan” olma diyorum!
Ah bi de işi düşsün…
O öküzün içinden kuşlar ağaçlar, bahar dalları fışkırır. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de diye öğüt veren bir millet için çok mu istiyorum bilemiyorum. Kibar insan gördükçe sarılasım geliyor ve “nezaketiniz için ayrıca teşekkür ederim” diyorum!
Not: yazımı okuduğun, beğendiğin ve gerekli yerlerde paylaştığın için teşekkür ederim… (gördüğün üzere yapmayacağı şeyler için bile birine teşekkür edebiliyorsun)
Hikmet SAVATLI | The Wisdom